20. Hukuk Dairesi 2015/5268 E. , 2016/2063 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davalı ... vekili 28/05/2013 tarihli dava dilekçesiyle, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2009 gün ve .../... – ... sayılı kesinleşen tescil kararına konu taşınmazlardan olan ve hükme dayanak alınan 23.12.2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 399.10 m² yüzölçümündeki taşınmazın davalı ...’a ait 801 parsel sayılı taşınmazla komşu olduğunu, krokide (C) harfi ile gösterilen taşınmazın 801 sayılı parsel ile 3 köşe noktasının aynı olduğu, fakat 1 köşe noktasının hesaba katılmadığı ve bu nedenle ... adına tescil kararı verilen (C) harfli bölümü ile 801 parsel arasında 1,24 m² yüzölçümünde boşluk oluştuğunu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2009 gün ve .../... – ... sayılı tescil kararına dayanak bilirkişi raporunda, (C) harfi ile gösterilen taşınmazla komşu 801 parsel arasında boşluk kalmayacak şekilde koordinat ve kroki düzeltmesinin yapılması gerektiğinin Kadastro Müdürlüğünün 18.04.2012 tarih ve 116 sayılı yazısı ile bildirildiğini, yine Kadastro Müdürlüğünün aynı yazısında yine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2009 gün ve .../... – ... sayılı kesinleşen tescil kararına konu ve hükme dayanak bilirkişi raporuna ekli krokide (A, B, C, D, ve E) harfleri ile gösterilen taşınmazların cinsinin mahkeme kararında belirtilmediğinin ifade edildiğini, bu nedenle ilgili mahkemeden tavzih talebinde bulunduklarını ancak mahkemece krokide (C) ile gösterilen taşınmazla 801 sayılı parsel arasında boşluk kalmayacak şekilde koordinat ve kroki düzeltilmesi yapılmasının yeniden yargılamayı gerektiği gerekçesiyle tavzih taleplerinin reddedildiğini, kesinleşen mahkeme kararı ile tescile konu krokide (A, B, C, D, ve E) harfleriyle gösterilen taşınmazların cinsinin bilirkişi raporlarında belirtildiği ancak mahkemenin hüküm fıkrasında cinslerinin (vasıflarının) belirtilmediğini beyanla; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2009 gün ve .../... – ... sayılı tescil hükmüne konu (C) harfi ile gösterilen taşınmazın ... adına tescil edilebilmesi için komşu 801 parselle sınırlarının eksiksiz çakıştırılmasına, yine aynı mahkemenin tescil hükmüne konu krokide (A, B, C, D, ve E) harfleriyle gösterilen taşınmazların vasıflarının belirtilmesi isteklerinde bulunarak dava açmıştır.
Mahkemece davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2009 gün ve .../... – ... sayılı kesinleşen tescil kararına konu ve karara dayanak alınan 23.12.2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 399.10 m² yüzölçümündeki taşınmaz ile yine tescil ilamı ile oluşan komşu 801 sayılı parsel arasında kalan 1,24 m² yüzölçümündeki yerin (C) harfi ile gösterilen bölüme eklenerek tescili ile aynı mahkeme
kararına konu (A, B, C, D, ve E) harfleriyle gösterilen taşınmazların vasıflarının belirlenmesi isteklerine ilişkindir.
Mahkemece davanın tersimat hatasının düzeltilmesi isteğine ilişkin olduğu ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca öncelikle Kadastro Müdürlüğüne başvurulması gerektiği ancak Kadastro Müdürlüğüne başvurulmadan doğrudan dava açıldığı gerekçesiyle davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ne var ki, uyuşmazlık 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesinden kaynaklanmamaktadır. Şöyle ki, eldeki dava ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2009 gün ve .../... – ... sayılı kesinleşen tescil kararına konu ve karara dayanak alınan 23.12.2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 399,10 m² yüzölçümündeki taşınmaz ile yine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.05.2000 gün ve .../... – .../... sayılı tescil ilamı ile oluşan komşu 801 sayılı parsel arasında kalan boşluğun (taşınmazın) ... adına tescili isteğine ilişkindir. Bir başka anlatımla somut olayda uyuşmazlık tersimat hatasından kaynaklı olmayıp iki ayrı tescil ilamı ile oluşan taşınmazlar arasındaki boşluğun (taşınmazın) ... adına tescili isteğinden kaynaklanmaktadır. Vasıf belirlenmesine yönelik isteğin ise, Kadastro Kanununun 41. maddesi ile bir ilgisi olmadığı aşikardır.
Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 22/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.