Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/14460
Karar No: 2018/23736
Karar Tarihi: 06.11.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/14460 Esas 2018/23736 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/14460 E.  ,  2018/23736 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının çalışmaya başladığı tarihten itibaren 19.09.2013 tarihine kadar ... Linyit İşletmesi bünyesinde taşeron işçisi olarak kesintisiz çalıştığını, ancak son işveren olan alt işveren tarafından yazılı olarak müvekkilinin iş sözleşmesinin 19.09.2013 tarihinde feshedildiğini, santral içerisinde müvekkili davacı işçi ve diğer işçiler tarafından yapılmakta olan hizmetlerin, davalı ... AŞ."nin bünyesinde istihdam etmek zorunda olduğu işçilerden olup taşeron vasıtasıyla bu işlemlerin yapılmasının 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde belirtildiği şekilde muvazaa ilişkisini doğurduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, yıllık ücretli izin, hafta sonu çalışma, dini ve milli bayram çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... cevap dilekçesinde; müvekkilinin ihale makamı olduğunu, işletmenin Elektrik Üretim A.Ş."ye bağlanması ve santralin özelleştirilmesi ile ... A.Ş. tarafından devralındığını ve davacının ... A.Ş. işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, ... A.Ş. tarafından iş akdinin feshedildiğini, sözleşme gereği sorumluluğunun bulunmadığını, görev, yetki, husumet, derdestlik. kesin hüküm, hukuki yarar yokluğu, hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile alacakların zamanaşımına uğradığını, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, davacı ile müvekkili arasında bağımlılık ilişkisi bulunmadığını, ... Linyit İşletmesi Müessese Müdürlüğü"nün öncelikle işletme müdürlüğüne dönüştürülmesine ve Elektrik Üretim A.Ş.’ye bağlanmasına karar verildiğini, protokole göre tüm sorumlulukların Elektrik Üretim A.Ş. tarafından üstlenildiğini, müvekkiline herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, işletmeyi bedelsiz olarak devreden sıfatına haiz olduklarından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... Elektrik Üretim A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, ihale ile şirketlere verilen işin niteliği ve yürütümü bakımından elektrik üretim işinden tamamen farklı ve bağımsız nitelikteki bir iş olduğunu ve alt işveren-asıl işveren ilişkisi söz konusu olmadığını savunarak davanın reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup işçi teminine yönelik olduğu davacının baştan itibaren asıl işveren davalı Kurumun işçisi sayıldığı, iş yeri devri kuralların göre talep edilen kıdem tazminatından tüm davalıların kendi dönemlerindeki çalışma süresi ve alınan son ücretle sınırlı olmak üzere sorumlu oldukları, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağından ise son işveren ... Elektrik Üretim A.Ş."nin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davalıların, davacının taleplerinden sorumlu olup olmadıkları ve sorumlu iseler sorumluluklarının hangi esasa göre belirleneceği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin 6. fıkrasında alt işverenlik düzenlenmiştir. Buna göre, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
    4857 sayılı Kan un"un 6. maddesinde ise işyeri devri ve bunun iş sözleşmesi ile işçilik alacakları üzerindeki etkisi düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre; işyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır. Ancak 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesinin 2. fıkrasında devreden işçinin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden 4857 sayılı Kanunu"nun 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. Kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanır, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenir.
    Somut olayda; davacının önce Türkiye Kömür İşletmeleri sonra Elektrik Üretim Anonim Şirketi ve nihayet ... Şirketi nezdinde alt işveren işçisi olarak kesintisiz çalıştığı görülmektedir. Yukarıda ifade edildiği üzere işyeri devrine ilişkin kurallar, işverenler arasında gerçekleşen ve hukuki işleme dayalı olarak işyerinin bir işverenden diğerine geçmesine sebep devirler için uygulama kabiliyetine sahiptir. Asıl işverenin işyerini devretmesi alt işverenin işçileri açısından işyeri devrine ilişkin 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinin uygulanmasına sebep olmaz. Zira asıl işveren kanun gereği sorumlu olan ve alt işverenin işçisinin işvereni olmayan bir işveren olup, söz konusu madde kapsamında bîr işveren olmadığı gibi asıl işverenin işyerinde bu kapsamda bir işyeri niteliği taşımaz. Asıl işverenin işyerini devretmesi sadece kendi işçileri açısından İş Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlenen işyeri devri kurallarının uygulanmasını gerektirir. Bu durumda işyerini devreden asıl işveren - alt işverenin işçilerine karşı sadece kendi döneminde doğan alacaklar bakımından İş Kanunu"nun 2. maddesi sebebiyle asıl işveren sıfatıyla sorumlu olacak, 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesi uyarınca işyeri devri kurallarına göre sorumlu tutulamayacaktır.
    Somut olaya dönüldüğünde, davalı ... İşletmelerı"nin işyerini Elektrik Üretim Anonim Şirketi"ne devrettiği, davalı ... Anonim Şirketi"nin ise aynı işyerini özelleştirme suretiyle diğer davalı ... Şirketi"ne devrettiği görülmektedir. Bu itibarla iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı alacaklardan somut olayda ise kıdem tazminatı alacağı bakımından davalıların sorumluluğu çalışılan süre ile sınırlı ve alınan son ücretle sınırlıdır. İlk Derece Mahkemesince, karar gerekçesinde bu husus belirtilerek müteselsil sorumluluk yönünde kabul kararı verilmesi doğru olmuş ise de hükümde bu ayrıntı belirtilmeksizin davalıların tüm çalışma dönemi için müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları sonucu doğuracak şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Dairemizin 2015/27181 esas 2016/7170 karar sayılı bozma kararı sonrası yapılan yargılamada, asıl işveren-alt işveren ilişkisi bakımından muvazaa olgusunun araştırılması için mahallinde keşif incelemesi yapılmış, keşifte tanıklar dinlenilmiş, neticede düzenlenen 14.07.2017 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; ihaleleri alan alt işveren şirketlerle davalı kurumlar arasında yapılan hizmet alını sözleşmelerinin muvazaalı olup, işçi teminine yönelik olduğu, davacının baştan itibaren asıl işveren davalı kurumun işçisi sayılması gerektiği yönünde görüş beyan edilmiştir. Anılan bilirkişi raporunda davacının her üç davalı yönünden brüt ücreti ve kıdem süresi nazara alınarak hak edebileceği kıdem tazminatı ayrı ayrı hesaplamalar yapılarak belirlenmiştir. Davacı tarafından talep arttırımı için dilekçe verilmiş ve ıslah talebinde bulunulmuş ise de Mahkemece bozma kararından sonra ıslah talebinde bulunulamayacağı yönünde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 14.07.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.09.2015 tarihli 2015/1895 esas 2015/1779 karar sayılı kararında, davalılar ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren - alt işveren ilişkisinin muvazaa nedeniyle geçerli olmadığı belirtildiğinden buna göre değerlendirme yapılıp 14.07.2017 havale tarihli bilirkişi raporu da değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre dava konusu tazminat ve alacakların hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 06.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi