3. Hukuk Dairesi 2014/723 E. , 2014/9553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BOR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2009/131-2013/268
Taraflar arasında görülen maddi ve manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılardan F.. S.. ve davalı Kooperatif vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili Cumali"nin (kısıtlı), olay tarihinde davalı Fehmi"nin tarlasında, davalı Kooperatife ait ve kooperatif çalışanı davalı Murat"ın kullandığı sılaj makinası ile mısır biçilirken ayağını kaptırdığı ve bileğinden kesildiğini, olayın saat 23:00"de meydana geldiğini, çok uzun süre çalışıp yorgun düşen davacının akli dengesinin de yerinde olmadığını, şuursuzca çalıştırıldığını, davalılar gereken özeni göstermedikleri için kazanın meydana geldiğini belirterek, 5.000 TL maddi 5.000 TL manevi tazminatın (ıslah ile 92.796,23 TL maddi tazminat) olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı(Murat) cevabında; olayda kusuru bulunmadığını, akli dengesi yerinde olmayan davacıyı çalışmaya gönderen babasının kusurlu olduğunu, kendisinin kooperatifte işçi olduğunu, araç arızalandığı için saat 15:00"de çalışmaya başladıklarını, makinaya mısırın el ile verildiğini, ayağını nasıl kaptırdığını görmediğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Davalı(Fehmi) vekili cevabında, zamanaşımı ve husumet nedeniyle ayrıca müvekkilinin kusuru bulunmadığı, davacının çalışmasına izin veren anne-babasının izin verdiğini, daha öncede bulduğu işlerde çalıştığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Davalı (kooperatif) vekili cevap dilekçesi vermemiş, esasa ve bilirkişi raporunu beyanda Savcılık soruşturmasında şikayetçi olmayan davacının tazminat talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı Murat"ın olayın meydana gelmesinde kasıtlı bir davranışı bulunmadığı, ihmali bir davranışı bulunup bulunmadığı hususunda dosyada yer alan delillerin ispata yetecek derecede olmadığı, davalı Fehmi"nin ağır ihmalli davranışı ile kazaya sebep olduğu, davalı Kooperatif"in de BK.100.md.uyarınca sorumlu olduğu, hesap bilirkişi raporunda ise zararın 92.796,23 TL olduğunun belirlendiği gerekçe gösterilerek, davalı Murat hakkındaki davanın reddine, 92.796,23 TL maddi tazminatın ve 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden yasal faiziyle davalılardan F.. S.. ve Çukurkuyu Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanlığından tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar F.. S.. ve davalı Kooperatif vekili temyiz etmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, davacı Cumali"nin, davalı Fehmi"nin tarlasında misırlarını biçme işinde davalı Kooperatifin şöförü olarak çalışan davalı Murat"ın bu işi yaparken, davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; kusur durumuna ilişkin alınan 31.05.2010 tarihli bilirkişi raporunda; davalı Murat"ın kazanın meydana gelmesinde kasıtlı bir davranışının bulunmadığı, ihmalli bir davranışının bulunup bulunmadığı, hususunu dosyada yer alan delillerin ispata yetecek derecede olmadığı, davalılardan Fehmi"nin ağır ihmalli davranışı ile kazaya sebep olduğu; davalı Kooperatifin"de BK.mad.100 uyarınca sorumlu olduğu açıklanmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı Cumali"nin müterafik kusuru ile anne ve babasının kusuru bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilmemiş, davalı kooperatif ve Fehmi"nin bilirkişi raporuna karşı bu yöne ilişen itirazları üzerinde durulmamıştır.
Kusursuz sorumlulukta tazminat belirlenirken aksi öngörülmemişse BK.41 vd.(TBK 49.md.) kusura dayanan sorumluluk hükümlerinin uygulanacağı doktrinde ve yargısal içtihatlarda benimsenmektedir. Tazminatta indirime sebep olan BK.43-44.md.(TBK. 51-52 md.) hükümleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebidir.
HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bu bağlamda, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden rapora itirazları karşılayacak ve davacı ile anne babasının kusurunu değerlendirecek şekilde gerekçeli ve denetime elverişli yeni bir rapor alınmak suretiyle ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmelidir.
Davalı Kooperatif vekilinin, istihdam ettiği davalı Murat hakkındaki davanın reddi nedeniyle, temyizine gelince; davada verilen mahkeme kararı, bir taraftaki ihtiyari dava arkadaşları ile karşı taraf arasındaki ilişkide kesin hüküm teşkil eder.(HUMK 237.md.) Buna karşılık mahkemenin kararı (kararda dava arkadaşlarının rücu hakları ayrıca belirtilmiş değilse) bir taraftaki ihtiyari dava arkadaşları arasındaki ilişkide kesin hüküm teşkil etmez. Çünkü, bir taraftaki ihtiyari dava arkadaşları o davada karşılıklı taraf olarak bulunmuş değillerdir. Böyle bir hüküm ise, ihtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları yeni bir davada kesin hüküm teşkil etmeyecektir. (Prof. Dr. Baki Kuru İst. 2001. HMUK. c.3. sf.3379-3380)
Mahkemece, açıklanan hususlar gözönünde bulundurulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.