3. Hukuk Dairesi 2014/8970 E. , 2014/9558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
VEK.AV. ...
2-... VEK.AV. ...
Davacı ... ile davalılar 1-..., 2-....Noteri ... aralarındaki tespit davasına dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.03.2012 günlü ve 2007/464 E.-2012/244 K.sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 19.03.2014 günlü ve 2014/4127 E.-2014/4318 K.sayılı ilama karşı davalı ... 4.Noteri ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin hiçbir ilgisi olmadan .... Noterliğince vekaletname düzenlendiğini, vekaletnamenin tamamen sahte olduğunu, imzanın davacıya ait olmadığını, davalılardan ... tarafından sözkonusu vekaletnamenin ... Şubesinde kullanıldığını, benzer yerlerde kullanılmış olabileceğini, davacının daha fazla mağduriyete uğramaması için tedbir konulması ve ... 4. Noterliğinin 21.02.2006 tarih ve... yevmiye nolu vekaletnamenin sahteliğinin tespiti ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (Noter) vekili cevabında; husumet nedeniyle ve vekaletname hazırlanırken kanuna uygun hareket edildiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... vekili yargılamada; vekaletnamenin sahte olduğunu, imzanın davacıya ait olmadığını, vekaletnameden müvekkilinin haberi olmayıp, kendisinin kullanmadığını, dava dışı ...bu vekaletnameyi kullanıp, ... kredi çektiğini kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece; davalı ..."ın vekaletnamedeki imzanın davacıya ait olmadığını, duruşmada belirtip imzasıyla onayladığı, noterliğin imzanın davacıya ait olduğu yönünde doğrudan bir sağlama yapmadığı, öte yandan vekaletnameyi hazırlarken görevini yerine getirdiğini, imzanın sahteliğini tespit edemeyeceğini iddia ettiği, buradan bakıldığında esasen tüm taraflar arasında vekaletnamenin sahteliği konusunda bir konsensusun olduğu, bu nedenle Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının HMK"nun 165. maddesi gereğince beklenmesine gerek olmadığı, Cumhuriyet Savcılığının hazırlık dosyasında ise imzanın davacıya ait olmadığının ekspertiz raporu ile tespit edildiği, tüm bu nedenlerle vekaletnamenin sahte olduğu konusunda tam bir vicdani kanaat hasıl olduğu gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile vekaletnamenin sahte olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Hükmün davalı ... 4. Noteri ...tarafnıdan temyizi üzerine Dairemizin 19.03.2014 tarih ve 2014/4127 E.- 2014/4318 K.sayılı kararı ile onanmış, davalı ... 4.Noteri Ömer Çengelci tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dava hakkı, Anayasa ile teminat altına alınmıştır.
Herkes, meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle yargı mercileri (mahkemeler) önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir(Anayasa Madde 36).
Ancak, dava hakkı hukuki yarar (menfaat) ile sınırlıdır ve mahkemenin bir davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için davacının dava açmakta hukuki yararının olması gerekir.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır.
Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1.fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez.
Bu nedenlerle mahkemece, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, dava açmakta hukuki yararın varlığı kabul edildiği takdirde, Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesi de beklenerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekirken, Dairemizce zuhulen onanmıştır.
Bu itibarla yukarıda belirtilen gerekçeye binaen karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 19.03.2014 gün ve 2014/4127 E.- 2014/4318 K.sayılı onama kararının kaldırılmasına, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2012 günlü ve 2007/464 Esas , 2012/244 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.