(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/30341 E. , 2020/7335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili; müvekkilinin, davalı işyerinde 08.06.2007 tarihinde işe başladığını, 29/07/2013 tarihine kadar aralıksız olarak dökümhanede çalıştığını, 2013 yılı temmuz ayına ait maaş alacağının ödenmediğini, haftalık 11 saat fazla mesai yaptığını, ayda iki kez hafta tatili kullandığını, milli bayramların tamamında çalıştığını ve karşılığının ödenmemesi sebebi ile noterlik vasıtasıyla tek taraflı olarak iş akdini feshettiğini, ihtarnamenin 02.08.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, temerrüde düşen davalıdan kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili dava ve cevap dilekçesiyle; davacının, davalı işyerinde döküm bölümünde çalıştığını, davacının vardiyalarda çalışmasının yılda 7-8"i geçmeyeceğini, bu fazla mesailerin 11 saati aşanlarının fazla mesaisi ödemesi ile ve 11 saatten az olanların ise denkleştirme ile mahsup edildiğini, 2008-2011 yıllarında bazı dini bayramlarda 1-2 gün çalışmaları olmuş ise karşılıklarının ödendiğini, buna ilişkin dekontların mevcut olduğunu, davacının hak ettiği yıllık izinlerinden son yıl hak kazandığı 20 günlük izninden bir kısmını kullandığını ve geri kalanını kullanmadan işten ayrıldığını, davacının davalı şirkete 56 günlük ihbar tazminatı borcu bulunduğunu belirterek karşı davanın reddi ile açmış oldukları 100,00TL ihbar tazminatı talepli davanın kabulünü talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulüne; davalı- karşı davacının ihbar tazminatının ise reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davacı – Karşı Davalı vekili Temyizi Yönünden:
Bir kısım işçilik alacaklarının ödetilmesi istemi ile açılan davada Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, davacı vekili 19.04.2017 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat etmiş olup, vekaletnamesinde temyizden feragat yetkisinin bulunduğu da anlaşıldığından; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432/4. maddesi uyarınca davacının temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Davalı- Karşı Davacı Temyizi Yönünden:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı-karşı davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında ıslaha karşı zamanaşımı def’inin dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Somut olayda, dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre kısmi dava olarak açılmıştır. Davacı 23.10.2015havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davasını ıslah etmiştir. Islah dilekçesi davalı vekiline 09.11.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve ıslaha karşı davalı tarafından 10.11.2015 tarihli dilekçe ile süresinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür. Mahkemece, davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def"i değerlendirilerek belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de; davacı vekili dava dilekçesinde 100 TL olarak talep ettiği fazla çalışma ücret alacağını ıslah dilekçesinde brüt 3950 TL olarak arttırmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 4499.97 Tl brüt ve 3217.07 TL net olarak hesaplanan fazla çalışma ücret alacağı Mahkemece net 3217.07 TL olarak hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesine göre davacının talebi aşılarak karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.