7. Ceza Dairesi 2018/7458 E. , 2018/10322 K.
"İçtihat Metni" 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"na muhalefet suçundan şüpheliler ..., ..., ...., ...., .... ve .... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04/08/2016 tarihli ve 2016/68487 soruşturma, 2016/36101 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın o yer Cumhuriyet Başsavcısı tarafından iade edilmesini müteakip, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16/08/2016 tarihli ve 2016/68487 soruşturma, 2016/26294 Esas, 2016/19842 sayılı iddianamenin kabulü ile kovuşturma aşamasına geçilerek Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2016/614 esasına kayden, yargılama devam ederken anılan Mahkemece verilen 20/02/2018 tarihli, 2016/614 Esas ve 2018/114 sayılı durma kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii BAKIRKÖY 9. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 05/04/2018 tarihli ve 2018/294 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 30/05/2018 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07/06/2018 tarih ve KYB. 2018-48873 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 5/1. maddesinde yer alan “… ağır ceza Cumhuriyet Başsavcıları, merkezdeki Cumhuriyet Savcıları ile bağlı ilçe Cumhuriyet Başsavcıları ve Cumhuriyet Savcıları üzerinde, gözetim ve denetim hakkına sahiptir” şeklindeki, benzer şekilde 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemeleri"nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun"un "Cumhuriyet Başsavcısının Görevleri" başlıklı 18. maddesinde yer alan, “Cumhuriyet başsavcısının görevleri şunlardır: 1. Cumhuriyet Başsavcılığını temsil etmek, 2. Başsavcılığın verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak, iş bölümünü yapmak, 3. Gerektiğinde adli göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak, 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak. Ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısının; ağır ceza mahkemesinin yargı çevresinde görevli Cumhuriyet başsavcıları, Cumhuriyet Başsavcı vekilleri, Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi vardır. Asliye ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısının o yer yargı çevresinde görevli Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi vardır." şeklindeki ve 5235 sayılı Kanunun "Cumhuriyet Savcısının Görevleri" başlıklı 20. maddesine göre ise; "Cumhuriyet savcısının görevleri şunlardır: 1. Adli göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak, 2. Cumhuriyet başsavcısı tarafından verilen adli ve idari görevleri yerine getirmek, 3. Gerektiğinde Cumhuriyet başsavcısına vekâlet etmek, 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak. Aynı yerde görev yapan Cumhuriyet başsavcı vekili bulunmadığında, Cumhuriyet Başsavcısına vekâlet edecek olanı Cumhuriyet başsavcısı belirler." şeklindeki düzenlemeler ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun kovuşturmaya yer olmadığına dair karar başlıklı 172. maddesinde yer alan "(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir. (2) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/10 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/9 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz. (3) (Ek: 11/4/2013-6459/19 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Dosya kapsamına göre, Cumhuriyet Başsavcısının, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04/08/2016 tarihli ve 2016/68487 soruşturma, 2016/36101 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı iade ettiği, kararın iade edilmesi nedeniyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hukuki bir varlık kazanmadığı, iade edilen karar üzerine iddianame düzenlendiği ve artık kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın dosya içerisinde bulunmasının hukuken bir anlam ifade etmeyeceği, bu kapsamda da verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın taraflara tebliğ edilmesini gerektirecek bir durumun mevcut olmadığı, kaldı ki Mahkemesince iddianame kabul edilmek suretiyle davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozma talebine konu edilen karara konu uyuşmazlık Asliye Ceza Mahkemesi"nin durma kararına karşı yapılan itiraz üzerine merci tarafından verilen red kararının hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir. Durma kararının hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi için öncelikle Bakırköy Başsavcı vekili tarafından 04/08/2016 tarih ve 2016/36101 karar sayılı "Kovuşturmaya yer olmadığına" dair kararın hukuken geçerli olup olmadığının tespitinin yapılması gerekir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, kesin hüküm etkisi gösteren bir ceza muhakemesi işlemidir. CMK"nun benimsediği makam itibariyle süjelik ve bölünmezlik ilkesi anlamında, her bir savcı tek başına ceza muhakemesi faaliyetine katılabilmekte, muhakeme işlemini gerçekleştirebilmekte, süjeyi temsil edebilmektedir. Nitekim CMK"nun sürekli Cumhuriyet Başsavcısı"na vurgu yapan düzenlemelerinden de açıkça anlaşılacağı üzere sistemimiz suç soruşturmasında makam itibariyle süje olarak yetkiyi Cumhuriyet Başsavcısına tanımıştır. Cumhuriyet Başsavcısı"nın gözetim ve denetim yetkisi ise bizzatihi suç soruşturmasının yönetilmesini ilişkin bir yetki olmayıp ancak adli teşkilatın işleyişine yönelik 2802 ve 5235 sayılı Kanunlardan doğan ve savcılık makamının idari işleyişi ile sınırlı olarak tanınmış yetkilerdir. Aksini düşünmek suç soruştumasının içeriğine Cumhuriyet Başsavcılarının bizzat müdahil olmaları, her muhakeme işlemine bizzat onay vermeleri gibi bir düşünceyi akla getirebilecektir ki; CMK"nun böyle bir düşünceyi benimsediğini gösteren hiçbir somut dayanak mevcut değildir.
Ceza muhakemesi işlemi teorisi sisteminin içinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verme yetkisi CMK"nun 172/1. maddesiyle açıkça ve bizzatihi Cumhuriyet Savcısına verilmiştir. Cumhuriyet Savcısı makam itibariyle süje olarak tek başına gerçekleştireceği bir muhakeme işlemi ile bu kararı verebileceğine dair kuşku bulunmamaktadır. CMK bu işlemlerin gerçerlilik şartı olarak sadece yazılı olma şartına tabi tutmuş, Cumhuriyet Başsavcısı veya vekili tarafından yapılacak görüldü veya onay prosedürü gibi bir şarta bağlanmamıştır.
Bu itibarla somut olayda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı adına Bakırköy Başsavcı vekili İdris Kurt tarafından yazılan ve imzalanan 04/08/2016 tarih ve 2016/36101 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar hiçbir işleme gerek olmaksızın hukuken geçerli bir ceza muhakeme işlemi niteliğindedir. Bir diğer anlatımla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısının onay veya iade işleminin sözü edilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar üzerinde hiçbir tesiri olmayacaktır. Cumhuriyet Savcılarının ceza muhakemesini yürütürken kullandığı yetki CMK"dan doğan ve asli nitelikte bir yetkidir.
Cumhuriyet Başsavcı vekilinin kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hukuken geçerliliği belirlendikten sonra, durma kararı veren mahkemenin gerekçesinde belirtildiği üzere yapılması gereken iş, K.Y.O. yönelik kararın CMK. uyarınca ilgili taraflara itiraz süresi ve mercii belirtilmek suretiyle tebliği ile itiraz imkanı sağlandıktan sonra bu karara itiraz edilmesi durumunda, itirazı inceleme yetkisi olan Sulh Ceza Hakimliğince değerlendirilmesi ve kararın kaldırılması halinde iddianamenin tanzim edilmesi halinde yargılamanın başlanacağı aksi halde usulüne uygun bir dava açılmadığından davanın görülemeyeceği anlamında 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin kararına karşı itiraz mercii Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi 05.04.2018 tarih ve 2018/294 değişik iş nolu verdiği karar usul ve Yasaya uygun olduğu anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 16/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.