3. Hukuk Dairesi 2014/9241 E. , 2014/9611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2010/436-2013/71
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde, tarafların murisi olan A.. Ç.. "nın 09/11/2005 tarihinde vefat etmeden önce son arzu ve isteklerini içeren dava konusu el yazılı bir vasiyetname düzenlediğini, kapalı vasiyet emanet zaptı ile notere tevdi ettiğini, 25/04/2002 tarihli el yazılı vasiyetnamenin ehliyetsizlik, şekle aykırılık nedenleriyle hükümsüz olduğunu, müteveffa A.. Ç.."nın düzenlediği 25/04/2002 tarihli el yazılı vasiyetnameyi Beyoğlu 6. Noterliği"nin 02/12/2003 tarih ve 16701 yevmiye no.lu düzenleme şeklinde kapalı vasiyetname iadesi tutanağı ile iade aldığını, bunun vasiyetnameden muris tarafından rücu edildiğini gösterdiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, murisin vasiyetnameyi Noter"den iade alarak evinde kendi uhdesinde tuttuğunu, TMK."da el yazılı vasiyetnamenin, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak Notere, Sulh Hakimine veya yetkili memura bırakabileceğinin yazılı olduğunu, buna göre el yazılı vasiyetnamenin Notere tevdi edilmesi zorunluluğunun bulunmadığını, yani el yazılı vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için Notere tevdi edilmiş olması gerekmediğini, bu nedenle Notere tevdi edilen el yazılı vasiyetnamenin geri alınmasının da rücu edildiği anlamına gelmediğini, davacı yanın bu yönlü iddialarının hiçbir yasal dayanağı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, muris A.. Ç.."nın 05/04/2002 tarihli vasiyetnameyi düzenlediği, notere tevdi ettiği ancak, bu vasiyetnameyi 02/12/2003 tarihinde geri alarak, yerine yeni bir vasiyetname düzenlemesi nedeniyle murisin 25/04/2002 tarihli vasiyetnameden döndüğünün kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm,süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2005/1412-1274 sayılı ve 05/12/2005 tarihli veraset ilamı ile, muris A.. Ç.. "nın 09/11/2005 tarihinde ölümü ile mirasının birer pay olarak çocukları N.. Ç.. (davalı) ve N.. Ç.."na (davacı) kaldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/608 Esas sayılı dosyasının incelenmesi ile; davacı N.. Ç.. tarafından muris A.. Ç.."nın düzenlediği 25/04/2002 tarihli el yazılı vasiyetnamenin açılması, okunması ve yerine getirilmesinin talep edildiği, dava konusu vasiyetnamenin 05/10/2010 tarihinde okunduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu 25/04/2002 tarihli el yazılı vasiyetnamenin Beyoğlu 6. Noterliği"nin 25 Nisan 2002 tarih ve 06570 yevmiye no.lu "Düzenleme Şeklinde Kapalı Vasiyet Emanet Zaptı" ile notere tevdi edildiği ve bu vasiyetnamenin Beyoğlu 6. Noterliği"nin 02 Aralık 2003 tarih, 16701 yevmiye no.lu "Düzenleme Şeklinde Kapalı Vasiyetname İadesi Tutanağı" ile muris tarafından geri alındığı 02/12/2003 tarih ve 16702 yevmiye no.lu ikinci vasiyetnamenin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/94 sayılı dosyasının incelenmesi ile, muris A.. Ç.. tarafından düzenlenen 02/12/2003 tarih ve 16702 yevmiye no ile bakırköy 6. Noterliği"ne emanet olarak bırakılan vasiyetnamenin iptalinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucu, "Muris A.. Ç.. tarafından Beyoğlu noterliğince düzenlenen ve 16702 no.lu vasiyetnamenin T.M.K."nun 538.maddesine göre el yazısı vasiyetnamede yer alması zorunlu unsurlarda tarih taşımaması nedeni ile davanın tarafları arasında hüküm ifade etmek üzere İPTALİNE," karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri gösterilmiştir. Bu davada ileri sürülen sebepler TMK." nun 557. maddede gösterilenler yanında istem TMK." nun 542. maddesinde yer alan ve vasiyetnamenin varlığına hâkim hükmüne gerek kalmadan son veren hukuki işlemin bulunup bulunmadığının tesbitine ilişkindir.
TMK 557.maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1-ehliyetsizlik, 2-vasiyetnamenin yanılma aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3-tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4-tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılış olması olarak dört tanedir.
Bilirkişi raporunda; el yazısı vasiyetnameyi okunur şekle getirdiği ve sonuç olarak incelenen 25/04/2002 tarihli vasiyetnamenin her sayfasında ana metnin yazıldığı yazılardan farklı kalemler ile yazılmış kalemler bulunduğu, ancak, vasiyetnamedeki yazılar ile imzaların aynı şahsın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür. Bu durumda yasanın aradığı şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, vasiyetçi her ne kadar vasiyetnameden vasiyetname ile bağdaşmayan bir hukuki tasarrufta rücu edebilirse de, o tasarrufun hukuki sonuç doğurabilmesi; daha açık bir anlatımla vasiyetnameyi ortadan kaldırabilmesi için sonradan yaptığı hukuki tasarrufun geçerli olması gerekir (Yargıtay HGK 21.11.2001 gün ve 2001/1-958 E.-1035 K.).
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ve davalı muris A.. Ç.. "nİn çocukları ve mirasçılarıdır. Nitekim M.K."nun 542.maddesinde "Miras bırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak sureti ile yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir....." denilmektedir. Sonradan düzenlenen vasiyetnamenin geçerli kabul edilmemesi, iptal edilmiş bulunması halinde, dönülen vasiyetnamenin geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Ayrıca, muris tarafından el yazılı vasiyetnamenin Notere veya Sulh Hakimine tevdi zorunluluğunun bulunmadığı M.K."nun 538. madde metninden anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, itibar edilmeyen gerekçeler ve yanılgılı nitelendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.