MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılanın, suç tarihinde kendisini istihbarat daire başkanı olarak tanıtan kişi tarafından aranıp, bütün mal varlığının PKK ve İŞİD"in eline geçtiği, adına faturalar düzenlendiği söylenip, nüfus cüzdanını kayıp edip etmediği, kimlere nüfus cüzdanını verdiği sorulduktan sonra, operasyon şube müdürü ... ile görüştürüleceği belirtilip, telefonu alan şahsın aynı konuşmayı yapıp ardından “operasyonu yürüten Cumhuriyet Başsavcısı ...’e yönlendiriyorum” dediği, telefona çıkan 3. şahsın da savcı olduğunu söyleyerek benzer sözleri tekrarladığı, hesabının terör örgütünün eline geçtiği, bununla ilgili operasyon yürüttükleri, şahısların yakalanması için yardıma ihtiyaçları olduğu, şahısların yakalanması için söylediği hesaba para yatırması gerektiği, yatıracağı paranın Merkez Bankasınca bloke edileceği söylenerek katılanın havale yapmasının sağlandığı, bu suretle dolandırıcılık suçunun işlendiğinin iddia edildiği eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 28/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.