3. Hukuk Dairesi 2014/3201 E. , 2014/9626 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/999-2013/209
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların doktor olduğunu, Buca 6 nolu Aile Sağlık Merkezinin kurucu hekimleri olan tarafların merkeze birlikte demirbaş aldıklarını, aralarında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle müvekkillerinin yeni bir bina satın alarak ayrı bir merkez kurduklarını, davalıların 6 nolu Aile Sağlık Merkezinde çalışmaya devam ettiklerini, birlikte alınan demirbaşların taksimi ve yapılan masrafların belirlenip paylaştırılması için davalılara ihtarname gönderdiklerini, davalıların mal paylaşımını istediklerini bildirmelerine rağmen bugüne kadar hangi malları istediklerini iletmediklerini, demirbaşların ve malzemelerin tespiti ile yapılan giderlerin belirlenmesi için tespit yaptırdıklarını, bilirkişi incelemesi neticesinde demirbaşların değerinin 34.650,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkillerin 4/6 hissesine tekabül eden 23.100,00 TL"nin tespit giderleriyle birlikte davalılardan tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı T.. T.. vekili cevap dilekçesinde; davacıların istedikleri an malzemeleri alabileceklerini, müvekkilinden zorla mal teslim etmesinin beklenemeyeceğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Davalı C.. Ç.. cevap dilekçesinde; davacı tarafın tespit yaptırıp sonra eda davası açması gerekirken, doğrudan icra takibi başlattığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; birlikte alınan taşınırlarla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açılarak paylaşımın sağlanması gerektiği, bu yola gitmeden doğrudan alacak talebinin yerinde olmadığı ve takibe yapılan itirazların yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bir davada ileri sürülen olguları kanıtlamak taraflara, bu olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak doğrudan hakime ait bir görevidir. (HUMK. 76.madde; HMK. 33.madde)
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Buca 6 nolu Aile Sağlık Merkezinin kurucu hekimleri olan tarafların, merkez için birlikte satın aldıkları demirbaşları ve merkezin kurulması sırasında yaptıkları masrafları, merkezden ayrılan davacıların, sağlık merkezinde faaliyetlerini sürdürmeye devam eden davalılardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hisseleri oranında talep edip edemeyecekleri noktasında toplanmaktadır.
Sebepsiz zenginleşme; bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması demektir. Sebepsiz Zenginleşmeye dayalı bir alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Dosya kapsamından; tarafların aile sağlık merkezinin kurulması sırasında birlikte masraf yaptıkları, bir kısım demirbaş malzemeleri ortak satın aldıkları ve bu malzemelerin hali hazırda davalıların zilyedinde olduğu ve birlikte kurulan davaya konu aile sağlık merkezinin davalılarca işletilmeye devam edildiği, demirbaş malzemelerinin güncel değerlerinin ve yapılan ortak gider miktarının belirlenmesi için bilirkişi marifetiyle tespit yapıldığı ve tespit edilen değerden davacıların hisselerine düşecek kısmın icra takibi yoluyla davalılardan talep edildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre somut olayda; iddia ve savunmaların sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca mahkemece; davacıların takibe ve davaya konu alacak taleplerinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu gözetilerek; taraf delillerinin toplanması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davacıların öncelikle ortaklığın giderilmesi davası açarak paylaşımı sağlamaları gerektiği, bu yola gitmeden doğrudan alacak talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.