3. Hukuk Dairesi 2014/2228 E. , 2014/9656 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2011
NUMARASI : 2011/485-2011/985
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının abonesi olup sözleşme sahibi olarak borçtan dolayı sorumlu olduğunu, haksız bir şekilde müvekkil idare alacağını ödemeyip tahsilini sürüncemede bıraktığını belirterek 2.374,00-TL idare alacağının dava tarihinden itibaren tarifeler yönetmeliği gereği işleyecek aylık %2 faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, 08/09/2011 tarihinde işlemden kaldırıldığı (başvuruya bırakıldığı) ve bu tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından davanın HMK."nın 320/4. maddesi uyarınca 26/12/2011 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
HMK"nın 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak Anayasanın 36. Maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Davanın taraflarından habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi kural olarak mümkün değildir. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, hangi maddi ve hukuki sebeplerle karar verdiklerini gerekçelerine yansıtmalıdırlar.
Açıklanan madde hükmü uyarınca; yargılamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilerek duruşmaya çağırılması ve taraf teşkilinin sağlanması, Anayasanın 36 ve A.İ.H.S.nin 6 ve 6100 sayılı Yasanın 27.maddesine göre; "Hukuki Dinlenilme Hakkı"nın tanınması adil yargılama hakkının sonucu olup, tanınması gereklidir. Bu da çıkarılacak davetiyenin Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tebliği ile mümkündür.
Somut olayda, eldeki davanın evvela Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nde açıldığı mezkûr mahkemece yapılan yargılama neticesinde dava konusunun tüketici mahkemesinin görevine girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verildiği, kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce bu kararın onanarak kesinleştiği; tüketici mahkemesi tarafından duruşma gününü bildirir tebligatın davacı kurum vekili N.. Ş.. "ın TOKİ Küçükçekmece/İstanbul adresine çıkarıldığı, vekil tarafından tebligat zarfının üzerine "İSKİ"nin avukatlığını bıraktığı, TOKİ için çalıştığının" şerh düşürüldüğü ve tebligatın merciine iade ettirildiği; mahkemenin 08.09.2011 tarihli duruşmasında da davacı tarafa tebliğatın yapılamamış olduğunun duruşma zaptına yazdırılmasına rağmen "yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına" karar verildiği, bilahare mahkemenin 26.12.2011 tarih ve E.2011/485 sayılı kararı ile de davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin tetkikinden, mahkemece yapılan tüm tebligatların (dava dilekçesi, onama kararı) dava dilekçesinde ve eki vekaletnamede belirtilen davalı idarenin Hukuk Müşavirliği Aksaray/İstanbul adresine tebliğ edilmesine rağmen, bozma sonrası Bakırköy Tüketici Mahkemesi tarafından duruşma gününü bildirir tebligatın kurum vekilliğinden ayrılmış olan ve davacı kurum tarafından da resmi yazışma adresi olarak bildirilmeyen, Av.N.. Ş.. "ın TOKİ Küçükçekmece/İstanbul adresine tebligatın çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yapılan yargılama usul ve yasaya ve özellikle açıklanan HMK’nun 27. maddesine uygun değildir. Mahkemece, davacının usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saatinden haberdar edilmesi gerekirken, yokluğunda yargılamaya devam edilerek, davacıya savunma hakkı tanınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş, davacı kurumun adresine davetiye çıkartılıp usulüne uygun şekilde tebliğ yapılarak, taraf delilleri toplanıp, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurmak olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.