Esas No: 2015/3882
Karar No: 2016/2173
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/3882 Esas 2016/2173 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleşen dosya davacısı ... vekili ile davalılar ... ve ... ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili 02/04/2002 havale tarihli dilekçesi ile, ... ilçesi, ... köyünde sınırlarını bildirdikleri taşınmazların mirasbırakanları ..."tan kaldığı, mirasbırakanlarının zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla, taşınmazların mirasçılar adına tapuya tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
Mahkemece taşınmazların bulunduğu köyde kadastro çalışmalarının tamamlandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş; davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01/10/2007 gün .../... E. - ... K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilebilmesi için dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi gerekir. Mahkemece bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Öncelikle dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi, tutanak düzenlenmiş ve henüz kesinleşmemiş ise yukarıda açıklanan Kanun hükümleri uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. Bundan ayrı kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27. maddesi uyarınca genel mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararı devir kararı niteliğinde olup bu kararlar hakkında HUMK"nın 193. maddesi hükmü uygulanmaz ve davacı avukatlık ücretinden sorumlu tutulamaz." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, kadastro müdürlüğü cevabî yazısından dava konusu taşınmazlar hakkında, tutanak düzenlendiğinin bildirilmesi sonucunda görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu gerekçesi ile, mahkemelerinin görevsizliğine karar verilmiş, kararın kesinleşmesinden sonra dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro mahkemesince, 103 ada 36, 115 ada 21, 105 ada 23, 113 ada 21, 22 ve 24, 107 ada 4, 112 ada 25, 122 ada 38 ve 39, 121 ada 7, 123 ada 2, 125 ada 1 ve 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara ait tutanaklar dosya içerisine istenerek malik haneleri davalı hale getirilmiştir.
Mahkemece, davacı ... tarafından aynı parsellere yönelik açılan kadastro tespitine itiraz davalarında bu dava ile birleştirme kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda: asıl ve birleşen davaların kısmen kabul, kısmen reddine, 122 ada 38 ve 39, 112 ada 25, 115 ada 21, 113 ada 21, 22 ve 24, 103 ada 36 ve 105 ada 23 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 122 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın husumet yönünden reddine, tutanak aslının tespit gibi tescil işlemleri
yapılmak üzere ... Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine, 123 ada 2 ve 125 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile muris ... ... oğlu ..."a ait veraset ilâmına göre ... ... ve arkadaşları adına tapuya kayıt ve tesciline, 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi ... ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 121 ada 7 ve 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tespite itiraz davalarında ... Tapu Müdürlüğüne izafeten ... aleyhine açılan davaların husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-birleşen dosya davacısı ... vekili tarafından, davalılar ... ve ... ... vekillerince ise 123 ada 2, 125 ada 1, 107 ada 4, 121 ada 7 ve 127 ada 2 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede, 1968 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosu, 29/12/2006 - 29/01/2007 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 12/07/2007 tarihinde ilân edilen 2/B madde uygulaması vardır.
1- Davacı - birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin 122 ada 6, 38 ve 39 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, 122 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dava konusu olmadığı belirlenerek hüküm kurulduğuna ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına ve eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 122 ada 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazların, orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı - birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı - birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin, çekişmeli 112 ada 25, 115 ada 21, 113 ada 21, 22 ve 24, 103 ada 36 ve 105 ada 23, 123 ada 2 , 125 ada 1, 107 ada 4 , 121 ada 7 ve 127 ada 2 parsellere ve davalılar ... ve ... ... vekillerinin 123 ada 2, 125 ada 1, 107 ada 4, 121 ada 7 ve 127 ada 2 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden; Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Çekişmeli taşınmazlar hakkında düzenlenen teknik bilirkişilerce asıl dosyaya sunulan raporun anlatım bölümünde, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında, taşınmazların çoğunluğunun yeşil renkli yapraklı ağaçların bulunduğu alanda kaldığı ve 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi gereğince taşınmazların orman olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatinde olunduğu bildirilmiş, yine birleşen .../... E. - .../... K. sayılı dosyaya sundukları raporun anlatım bölümünde, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında, taşınmazların çoğunluğunun yeşil renkli az yapraklı ağaçların ve kısmen beyaz renkli alanlarda bulunduğu ve 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi gereğince orman olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatinde olunduğu bildirilmiş iken, raporların sonuç bölümünde, yörede seri bazda orman kadastro çalışmaları yapılması nedeniyle kesinleşen orman kadastrosu bulunmadığı halde, çekişmeli 107 ada 4 ve 113 ada 21 ve 121 ada 7, 125 ada 1, 123 ada 2 ve 127 ada 2 sayılı parsellerin orman kadastro sınırları dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğunun bildirildiği, raporların anlatım kısmı ile sonuç bölümündeki açıklamalar arasında çelişki oluştuğu, mahkemece bu çelişki giderilmeden karar verildiği, her ne kadar yörede seri bazda orman kadastro çalışması yapılmış ise de çekişmeli taşınmazların orman kadastro sınırlarına göre konumu belirlenerek aplikasyon yapılıp gösterilmediği ve bir kısım çekişmeli taşınmazlara ilişkin olarak davalılarca sunulduğu anlaşılan 1998 tarihli satış senetlerinin keşifte yapılan uygulamasında, satış senetlerinin hangi taşınmazları kapsadığı konusunda, mahalli ve tespit bilirkişilerince çelişkili beyanlarda bulunulduğu ancak mahkemece yine bu çelişkininde giderilmediği ve çekişmeli 127 ada 2 ve 121 ada 7 sayılı parsellerin satış senetleri kapsamında kaldığı kabul edilerek davalı ... adına tespit ve tescil kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1968 yılında "... Serisi" bazında yapılan orman kadastrosu bulunduğu, 1968 yılında herhangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan yalnızca "... Serisi" yönünden orman kadastrosunun yapıldığı anlaşılmaktadır. O tarihte yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değiştirilen 12/3. maddesine dayanılarak çıkartılan ve 19 Ağustos 1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin "Sınırlama Dışı Kalan Ormanlar İçin Yapılacak İşlemler" başlıklı 128. maddesinin (b) fıkrasında “Sınırlaması yapılan Devlet ormanının dış ve iç sınırlarına bitişik olmayan Devlet Ormanları hakkında orman kadastro komisyonunca herhangi bir karar verilmiş olmayacağından ve bu gibi Devlet Ormanlarının orman kadastrosu yapılmış sayılmayacağından ıttıla hasıl olunduğunda hemen orman kadastrosunun yapılması merkezce sağlanır, bu gibi ormanlarda orman kadastrosu yapılıncaya kadar ilgili kanun hükümlerine göre işlem yapılır.” hükmü bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle; mahkemece, dava konusu taşınmazlar ve geniş çevresine ait orjinal kadastro paftalarının, dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve varsa dayanak kayıtları davalı iseler dava dosyaları, yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları ve varsa amenajman planının, yörede yapılan ilk orman tahdidi ve sonrasında yapılan tahdit, aplikasyon ve 2/B uygulama çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneklerinin ilgili yerlerden getirtilmesi, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... ... (... ve ... ... ...) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir tapu fen memurundan oluşturulacak, bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, taşınmazların konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenerek, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
Çekişmeli taşınmazlar tahdit içinde kalmıyor ise o takdirde, oluşturulan bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazların 23/6/2005 tarihli ve 2005/9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği (BÖHHBÜY) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterecekleri, hava fotoğrafları ve memleket haritalarındaki görünümünün ve bitki örtüsünün ne olduğu ve kullanım durumunu açıklayacakları, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak ve arazide de klizimetre ile ölçüm yaparak taşınmazın gerçek eğim durumunu belirleyecekleri ve taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2 anlamında orman içi açıklık olup olmadığının değerlendirildiği, bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir rapor alınmalı, bir kısım çekişmeli taşınmazlara ilişkin olarak davalılarca sunulan 1998 tarihli satış senetleri, mahalli birkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarınca sorularak hangi taşınmazları kapsadığı tam olarak belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosuna sınırı olduğu belirlendiği takdirde 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değiştirilen 12/3 maddesine dayanılarak çıkartılan ve 19 Ağustos 1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliği gereğince tahdit iç ve dış sınırına komşu olan yerlere ilişkin orman kadastrosunun kesinleştiği gözetilerek, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, kadastro hâkiminin doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğu ve eldeki davada 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi gereğince de kadastro hakimince taşınmazın belirlenen niteliği ve maliki adına tespit ve tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı - birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin 122 ada 6, 38 ve 39 sayılı parsellere yönelik, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle bu parseller yönünden usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı - birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin çekişmeli 112 ada 25, 115 ada 21, 113 ada 21, 22 ve 24, 103 ada 36 ve 105 ada 23, 123 ada 2, 125 ada 1, 107 ada 4, 121 ada 7 ve 127 ada 2 parsellere ve davalılar ... ve ... ... vekillerinin 123 ada 2, 125 ada 1, 107 ada 4, 121 ada 7 ve 127 ada 2 parsellere yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu parseller yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... ...ne iadesine 23/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.