3. Hukuk Dairesi 2020/5292 E. , 2021/6005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının dava dışı firmaya verdiği destek bedelinin tahsili için kendisiyle birlikte dava açıp kazandığını, kararda yazılı miktarın yarısını karar kesinleşmeden kendilerinin ödediğini ancak kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmakla ödemenin dayanağının ortadan kalktığını, yaptıkları ödemenin tahsili için davalıya karşı takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, ancak itirazdan sonra takip borcunu icra dosyasına yatırdığını, bu miktarın alacağından mahsup edildiğini ancak bu ödemenin takibe koydukları miktar ile ferilerinin tamamını karşılamadığını, davalının ödediği miktarın mahsup edilerek takibin devamına ve asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 22.10.2015 tarihli ve 2015/27558 Esas ve 2015/31210 Karar sayılı ilamıyla “...Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, İİK"nun 84.maddesi hükmü gözetilerek hesap yapıldığı, asıl alacak ve ferilerinin belirlendiği, davacı tarafça da davalı ödemeleri mahsup edilerek takibin devamına karar verilmesi talep edildiği halde mahkemece sadece asıl alacak ve faiz kısmı hesaplanarak takibin devamına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı...” olması gerekçesiyle bozulmuş ve bozmaya uyularak mahkemece, davanın kabulüne, davalı borçlu tarafından Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2011/10603 takip sayılı dosyasına yatırılan 5.270,00-TL nin öncelikle ferilerden mahsup edilmek sureti ile yaptığı itirazın iptali ile takibin 437,92-TL işlemiş faiz, 208,60-TL tahsil harç, 105,40-TL cezaevi harcı, 32,47-TL takip gideri, 684,95-TL avukatlık ücreti olmak üzere toplam 1.469,34-TL üzerinden devamına, asıl alacak olan 5.270,00-TL nin %40 oranında (2.108,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekir.
2-Davacı, mahkeme kararı sonucu davalıya ödeme yaptığını ancak kararın temyizen bozularak dayanağının kalmadığını, yapılan ödemenin davalıdan işleyen faizi ile tahsili için takip yaptığını, davalının itirazdan sonra takibe konu asıl alacağı ödediğini, faizi ve ferilerini ödemediğini, bu ödemenin mahsup edilerek takibe devam edilmesine karar verilmesi için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, davalı borçlu tarafından Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2011/10603 takip sayılı dosyasına yatırılan 5.270,00-TL nin öncelikle ferilerden mahsup edilmek sureti ile yaptığı itirazın iptali ile takibin 437,92-TL işlemiş faiz, 208,60-TL tahsil harç, 105,40-TL cezaevi harcı, 32,47-TL takip gideri, 684,95-TL avukatlık ücreti olmak üzere toplam 1.469,34-TL üzerinden devamına, asıl alacak olan 5.270,00-TL nin %40 oranında (2.108,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu"nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda; icra takibine 29.08.2011 tarihinde itiraz edilmiş ve 20.09.2011 tarihinde 5.270,00-TL asıl alacak bedeli icra dosyasına yatırılmış ve dava 29.05.2012 tarihinde açılmıştır. Davalının borcun tamamını dava tarihinden önce icra takibine itirazdan hemen sonra dosyasına ödediği anlaşılmaktadır. Davacının dava dilekçesindeki talebi ödenmeyen feri alacaklar için takibin devamına ilişkin olup mahkemece bu yönden takibin devamına karar verilmiştir. O halde, asıl alacağa ilişkin talebi olmadığı ve takip bedelinin dava tarihinden önce ödendiği de değerlendirilerek dava edilen feri alacaklar için yargılamayı gerektirdiği dikkate alınıp alacağın likit olmadığı da gözetilerek icra inkar tazminatı bakımından reddine karar verilmesi gerekirken icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasında yer alan "davalı hakkında İİK nun 67/2 maddesi uyarınca takip konusu alacak miktarı olan 15.484,00 TL nin %20"si oranında olmak üzere 3.096,80 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadelerinin çıkartılmasına , hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 108,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.