22. Hukuk Dairesi 2017/17414 E. , 2018/23846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, kesinleşen işe iade kararı üzerine süresi içerisinde işverene başvuruda bulunmasına rağmen davalı işverence işe iade edilmediğini ileri sürerek boşta geçen süre ücret alacağı ile işe başlatmama tazminatının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı işçinin işe iade başvurusu üzerine kanuni süre içerisinde işe davet edildiğini, ancak davacının işe başlamadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının işe başlama iradesini samimi olarak çektiği iki ayrı ihtarla dile getirdiği, ancak davalı işverenin yasal çerçevede işe başlatma talebine olumlu yaklaşmadığı, ilk ihtarı talep eden tarihte davacının başvurusunu sözlü olarak reddettiği ve tazminat alacaklarını sonuçsuz bırakmak amacıyla işe davet ihtarını şeklen gönderip davacıyı işe başlatmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun"un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz.
Somut olayda davacı iş sözleşmesinin geçersiz feshi nedeniyle işe iade davası açmış, mahkemece lehine karar verilip denetimden geçerek onanmıştır. Mahkemece, davacının işe dönmek için yaptığı başvurunun samimi olduğu ancak davalı işverenin yasal çerçevede işe başlatma talebine olumlu yaklaşmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalının bir aylık yasal süresi içinde davacıyı işe davet ettiği, işe başlanması için makul süre tanıdığı, işe davetinde iş şartlarında nitelikli değişiklik oluşturan bir aykırılık bulunmadığı gibi, işe davetin şarta bağlı olarak da yapılmadığı, bu nedenle davacının işe başlama talebinde samimi olmadığı, gerçek amacının işe başlamak değil, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak olduğu ortadadır. Davalı, davacının işe başvurusunu kabul etmiş yükümlülüğünü yerine getirmiştir.
Her ne kadar davacı, işe davet yönünde kendisine gönderilen 20.02.2014 tarih 3144 yevmiye numaralı ihtarnamenin usule uygun olarak tebliğ olunmadığı iddiasında bulunmuş ise de, davalı tarafından gönderilen ihtarnamedeki adres ile davacının vekaletnamede yer alan adresinin aynı olduğu, aynı zamanda bu adresin davacının işe başlama talebini içeren ihtarnamedeki adresi ile de aynı olduğu, tebligatın aynı konutta birlikte oturan annesine yapıldığı dikkate alındığında davalı tarafından işe davet içerikli 20.02.2014 tarih ve 3144 yevmiye numaralı ihtarnamenin usulüne uygun şekilde 25.02.2014 günü davacıya tebliğ edildiği, davacı 02.04.2014 tarih ve 4607 yevmiye numaralı ihtarı ile işyerine başvurduğu halde işe alınmadığını iddia etmiş ise de davalının işe davet ihtarını tebliğ aldığı tarih ile işe alınmadığı iddiasına yer vererek gönderdiği ihtarname arasında makul sayılamayacak uzunca bir süre geçtiği, başvurmasına rağmen işe başlatılmadığına yönelik iddiasının kanıtlanmadığı, bu nedenle davacının, davalı tarafın bu samimi yaklaşımına rağmen işe başlamayı kabul etmeyerek gerçek iradesinin işe başlama olmadığını, sırf işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapılmış bir başvuru olduğunu göstermiştir. Bu haliyle işçinin başvurusu samimiyetten uzaktır. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun"un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz.
Buna göre Mahkemece davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.