1. Hukuk Dairesi 2014/20777 E. , 2017/1440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı maliki olduğu 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir kısmında fıstık ekili olduğunu ve bu kısma haksız olarak 7 yıl boyunca davalı tarafından elatıldığını belirterek elatmanın önlenmesine ve 25.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın yanında bulunan maliki olduğu 112 ada 13 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı 2006 yılından bu yana önceki malikin kullandığı şekilde tasarruf ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, elatma yönünden davanın kabulüne, ecrimisil talebi yönünden ise davalının kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, taşınmazların bulunduğu ... Köyünde 20.09.2005 tarihinde yapılan toplulaştıma çalışmaları ile taşınmazların sınırlarının değiştiği, davacıya da toplulaştırma çalışmaları neticesinde maliki olduğu 94 parsel sayılı taşınmaz yerine yeni 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın verildiği, aynı şekilde oluşan bitişikteki 112 ada 13 parselin de davalı tarafından 2006 yılında satın alındığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği,
haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olaya gelince; bir taşınmazı haksız olarak kullanan ya da başkasına kullandıran kişinin ecrimisille sorumlu olacağı açıktır. 94 parsel sayılı taşınmazın 20.09.2005 tarihinde yapılan toplulaştırma işlemi neticesinde 112 ada 1 parsel olarak davacı adına tescil edildiği, toplulaştırma sonrasındaki mülkiyet durumuna göre davalı tarafından dava konusu taşınmaza müdahale edildiği keşfen saptanmıştır.Bu durum mahkemenin de kabulündedir.
Hal böyle olunca; davalının toplulaştırma sonrasında kesinleşen kullanımının haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı gözetildiğinde davacının ecrimisil talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan