3. Hukuk Dairesi 2014/1922 E. , 2014/9959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2009/484-2013/608
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davacıların oğlu Gökhan"ın olay tarihinde topunun ağaca takılması üzerine evin damına çıkıp, kornişle düşürmeye çalışırken geçen yüksek gerilim hattına değmesi sonucu akıma kapılarak öldüğünü, olayın meydana gelmesinde davalıların sorumluluklarının bulunduğunu belirterek, 50.000"er TL manevi, 1000"er TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı G.. G.. vekili cevabında; hattın teknik şartlara uygun yükseklikten geçtiğini, hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk bulunmadığını, davacı annenin kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Davalı Ergin vekili cevabında; müvekkilinin yüklenici olarak işi eksiksiz tamamladığını ve buna göre geçici ve kesin kabullerin yapıldığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Davalılar Alparslan ve Kutsi vekili cevabında; 3.25 mt kornişle hatta dokunulduğunu, hattın 3.50 mt yükseklikte olması halinde dahi kazanın meydana geleceğini kusurları bulunmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan 14.06.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, kazanın meydana gelmesinde anne- babanın % 100 kusurlu olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmektedir.
Somut olayda; mahkemece, bilgisine başvurulan ilk bilirkişi kurulunun 05.11.2010 tarihli raporunda davalı G.. G.."ın 5/8, bina sahibinin 2/8, vefat edenin ise 1/8 kusurlu bulunduğu, 13.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda G.. G.. yetkililerinin, asli kusurlu olduğu, 14.06.2013 tarihli raporda ise ölenin anne, baba ve dedesinin % 100 kusurlu olduğu açıklanmış, mahkemece alınan son raporun çelişkileri giderdiği gerekçe gösterilerek, benimsenmesi suretiyle hüküm kurulmuştur.
Mahkemece; alınan ilk iki bilirkişi raporunda, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 44/i maddesine göre ve 5 nolu çizelge uyarınca "..en düşük yatay uzaklığın 2 mt, 8 nolu çizelge uyarınca", "...en düşük düşey uzaklığın 3.50 mt", olması gerektiği açıklandıktan sonra, enerji nakil hattının evin damına 3.52 mt düşey uzaklıkta ve 0,5 mt yatay uzaklıkta olduğu açıklanmış, ikinci bilirkişi raporunda bu mesafenin eve verilen güvenlik limitinden daha yakın olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan son bilirkişi raporu ise yönetmelikte belirtilen yatay uzaklık mesafesine ilişkin bir değerlendirme içermemekte, yalnızca düşey mesafenin yönetmelik hükümlerine uygun olması nedeniyle G.. G.."ın sorumluluğunu yerine getirdiği değerlendirmeleri yer almaktadır.
HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir. Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan maddi olgular gözetilerek mahkemece, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinde belirtilen yatay uzaklığın davalıların kusur oranına etkisi bulunup bulunmadığı da değerlendirilmek ve tüm raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi raporu alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bozma sebebine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.