16. Hukuk Dairesi 2017/4386 E. , 2017/5845 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar, Karapınar Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazların bazı bölümleri hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında ... ve ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, ... ve ... ise irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda müdahiller ... ve ... ile ... ve ..."ın davalarının reddine, davacılar ... ve ..."ın davasının ise kısmen kabulüne, fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 28.08.2013 tarihli rapor ve eki krokide (A) harfi ile işaretli 19.044,35 metrekare yüzölçümündeki bölüm ile (B) harfi ile işaretli 30.171,14 metrekare yüzölçümündeki bölüm olmak üzere toplam 49.215,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacılar ... ve ... adlarına, aynı rapor ve eki krokide (C) harfi ile işaretli 117.951,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ise davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan 28.08.2013 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları getirtilerek, üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulunca stereoskopik inceleme yaptırılmamış; temin edilen 1985 ve 1999 yıllarına ait hava fotoğraflarının zirai ve jeolog bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirilmesiyle yetinilmiş, yine raporda dosya arasında bulunan resimlerin taşınmazların hangi bölümüne ait olduğu belirtilmemiştir. Ayrıca mahkemece 05.08.2013 gününde taşınmazlar başında yapılan keşif sonrası dosyaya ibraz edilen 09.10.2013 tarihli ziraat ve jeoloji bilirkişileri tarafından hazırlanan ortak raporda fen bilirkişi rapor ve eki krokide (A) harfiyle gösterilen bölümün orta taşlılık problemi olduğu ve buna bağlı olarak üçüncü sınıf tarım arazisi olduğu, (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün ise orta taşlılık ve kayalık problemi olduğu ve buna bağlı olarak dördüncü sınıf tarım arazisi olduğu belirtilmiş olduğu halde bu bölümlerin yirmi yılı aşkın süreden beri imar-ihya çalışmalarının tamamlandığı ve bu haliyle tarım arazisi vasfını kazandığı bildirilmiş olmakla çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile karar verilemez. O halde doğru sonuca varılabilmesi için; karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca Şanlıurfa İlinin mülki sınırları, Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiğine göre; bu kanun gereğince yasal hasım olan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Hilvan Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, taraf teşkili sağlandıktan sonra dava tarihinden en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaları ise, İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar) ve varsa en eski uydu fotoğrafları temin edilmeli, komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmeli ve ardından dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarına; taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarih etraflıca sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü mera okuduğu tespit edildiği takdirde mahkemece yöntemine uygun mera araştırması yapılmalı; üç kişilik jeodozi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine haritalar, hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmalı, bu kapsamda çekişme konusu taşınmazları hava fotoğraflarında işaretlemek suretiyle bu yerin önceki ve şimdiki niteliğini, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve tamamlandığını arazinin kısmen veya tamamen ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirtecek şekilde rapor alınmalı, öncekilerden farklı üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların imar-ihya öncesi ve sonrası nitelikleri ile imar-ihyalarının hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi ve kullanım durumunu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirleyen raporlar alınmalı, HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar, hangi bölüme ait olduğu belirtilmek suretiyle mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek noksan soruşturmayla yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.