10. Ceza Dairesi 2017/6830 E. , 2017/5777 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 07/12/2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 11/02/2016 tarihli ve 2013/280 esas, 2016/46 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 19/12/2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
Sanık hakkında 06/07/2013 tarihinde işlediği iddia edilen başkasına uyuşturucu madde temin etmek suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarına ilişkin olarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 16.07.2013 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 11/02/2016 tarihli ve 2013/280 esas, 2016/46 sayılı kararı ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ise 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 8. fıkrasında “Bu Kanunun; a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme nazara alınarak, 5271 sayılı Kanun’un 231/6. maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yasal bir zorunluluk olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 11/02/2016 tarihli ve 2013/280 esas, 2016/46 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Somut olayda, sanığın haklarında ayrı yargılama yapılan diğer sanıklara uyuşturucu madde temin etmek suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma ve uyuşturucu madde kullanma suçlarını işlediğinden bahisle her iki suçtan kamu davası açılmış olduğu, mahkemece sanığın diğer sanıklara uyuşturucu madde temin ettiğine dair mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine, ancak uyuşturucu madde kullanma suçunu işlediği sabit olduğu gerekçesi ile bu suçtan mahkûmiyetine ve 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş ise de,
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karardan önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve 5320 sayılı Kanun"a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrasının uygulanması gerekmekte olup, öncelikle sanığın kanun yararına bozma talebine konu olan suçu, aynı nitelikte başka bir suç nedeniyle daha önce verilmiş bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,
b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, karardan önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
Karar verilmesinde zorunluk bulunduğundan, kanunda yer alan bu emredici hüküm nedeniyle 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanma imkanı bulunmadığı halde, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi değişik gerekçe ile yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 11/02/2016 tarihli ve 2013/280 esas, 2016/46 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 16.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.