20. Hukuk Dairesi 2015/12312 E. , 2016/2245 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyü 812 parsel sayılı, 138.625,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz ham toprak vasfıyla 1990 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... ..., sulh hukuk mahkemesinde açmış olduğu davada; ... köyünde 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi gereğince 2/B alanlarında güncelleme ve teknik mevzuata göre fennî hataların düzeltilmesi yolunda çalışmalar yapıldığını, bu çalışmada 812 parselin cinsinin ham toprak olarak belirlendiğini, oysa bu taşınmazın tamamen eylemli orman olduğunu iddia ederek düzeltme çalışmasının iptali ile orman niteliğiyle ... adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, istek halinde ve karar kesinleştiğinde dava dosyasının görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; ... ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.05.2013 tarih ve .../... E. - .../... K. sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmiştir.
Görevsizlik kararının kesinleşmesinin ardından mahkemece; davacının talebinin çekişmeli taşınmazın davacı idareye tahsisi isteminden ibaret olduğu, davacı idarenin bu taleple davalı idareye başvuru yaptığı, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin altıncı fıkrası düzenlenmesi karşısında ... ...nin talep etmesi halinde cins tashihi ve tahsis işlemlerinin sonuçlandırılacağı, işbu davanın davacı ve davalı kurumlar arasında idarî yoldan başvuru yapılarak halli mümkün bir konuda açıldığı, davacı idarenin yapılan başvuru neticesini beklemeksizin eldeki davayı açtığı, idarî başvuru neticesinde elde edilmesi istenen menfaatin elde edilememesi halinde dava açmak mümkün iken başvuru neticesini beklemeksizin dava açılmasında hukukî yarar olmadığı gerekçeleriyle dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddine karar verilmiş, davacı ... ... tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.06.2014 tarih ve .../... E. - .../... K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “İncelenen dosya kapsamına göre mahkemece her ne kadar dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; 4999 sayılı Kanun ile değiştirilen 6831 sayılı Kanunun 11/6. maddesinde 2/B madde uygulamaları sonucu orman rejimi dışına çıkartılan ancak, fiilen orman olduğu ...
... ... tarafından tesbit edilen yerlerin talep üzerine ... ...ca ... ... ...ne tahsis edilip orman niteliği ile ... adına tescili öngörülmüş olup, ... ... ile ... arasındaki eldeki uyuşmazlık, taşınmazın mülkiyetine değil, niteliğine ilişkin olduğundan, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalması ve halen de eylemli biçimde orman olması halinde, ... ... bu tür yerlerin ...den idarî yolla orman olarak tahsisini talep edebileceği gibi bu talebini dava yolu ile de isteyebilecektir.
Davacı ... ... tarafından çekişmeli taşınmazın idarî yolla orman olarak tahsisine ilişkin olarak davalı ...ye 2010 yılında başvuru yapılmış, talebe ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemesi nedeniyle 30.01.2012 günü eldeki dava açılmış, Dairemizin iade kararı sonrasında ... ... ... 18.04.2014 tarih ve 556 sayılı cevabî yazısına göre de taşınmazın orman olarak tahsis işlemlerinin halen gerçekleşmediği bildirilmiştir. İdarî yolla taşınmazın ... ...ne tahsisine ilişkin olarak davalı ... tarafından olumlu ya da olumsuz işlem yapılmadığına göre davacı ... ... taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı ve halen de eylemli biçimde orman olduğu iddiasıyla taşınmazın orman olarak tescilini dava yolu ile isteyebilecektir.
Bu durumda; çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalıp kalmadığı ve fiilen orman niteliğini taşıyıp taşımadığının saptanması gerekmekte olup, mahkemece bu konuda mahallinde keşif yapılmayıp taşınmazın eylemli durumu belirlenmemiştir. Bu nedenle, mahkemece halen ... ve ... ... ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalıp kalmadığı ve fiilî durumu, üzerindeki ağaçların yaşları ve cinsleri, toprak yapısı incelenmeli, fiilî orman niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılarak bilimsel verilere dayalı yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.” denilmiştir.
Bozma ilâmına uyulmasının ardından mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, eylemli orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1979 yılında seri bazda orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 10/09/1979 tarihinde 1 yıl süre ile ilân edilerek 10.09.1980 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra 1989 yılında 3402 sayılı Kanun 4. maddesine göre yapılan orman sınırlandırması ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.