1. Hukuk Dairesi 2014/18881 E. , 2017/1516 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil veya tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.03.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ile tazminat, birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacılar, ortak mirasbırakanları ...’dan kendilerine intikal edecek 5832, 5833, 5835, 5836, 5837, 5838, 5839, 5840, 5841, 5842, 5843, 5844 ve 5845 ( imar ile yeni parsel numarası alan ) parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 100.000,00 TL karşılığında 18/12/2002 tarihinde davalılar ... ile ...’e satmayı vaad ettiklerini, aynı gün davalılar ... ve ... tarafından iradelerinin fesada uğratılması sonucu anılan taşınmazların satışı konusunda vekaletname verdiklerini, anılan taşınmazlardan 11 adetinin davalılar ... ve ... tarafından vekaleten dava dışı ... ’e 03/06/2003 tarihinde devredildiğini, yine dava konusu 5833 ( imar ile 1189 ada 1 ) parsel sayılı taşınmazın da haberleri olmaksızın aynı vekalet ile 14/06/2005 tarihinde diğer davalı
Musa’ya devredildiğini, davalılar ... ve ... tarafından yönlendirilmeleri sonucunda ipotek bedellerinin yükseltilmesi gerektiğinden bahisle 31/05/2006 tarihinde yeni bir vekaletname verdiklerini ve yine kandırılarak karşılığında sus payı olarak 15.000 dolar para aldıklarını, bunun karşılığında ... ve ...’ü ibra ettiklerini, taşınmazların çok yüksek bedellerle devredildiğini, davalılar ... ve ...’ün, kendilerinin bilgisizliğinden ve tecrübesizliğinden yararlanarak satış vaadi sözleşmesi yaptırdıklarını ve ardından aldıkları vekaletnameyi kötüye kullanarak taşınmazları devrettiklerini ileri sürerek, çekişme konusu 1189 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, olmazsa belirlenecek zararın tazminini, dava dışı ...’e devredilen 11 adet taşınmaz yönünden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsilini istemişler, Birleştirilen davaya yönelik; asıl davadaki iddialarını tekrarlamışlar, ayrıca satış vaadine konu taşınmazların davacılar tarafından 3. kişilere satılması nedeniyle satış vaadinin konusuz kaldığını, hak talep edemeyeceklerini belirterek birleştirilen davanın reddini savunmuşlardır.
Asıl davada davalılar, dayanılan hukuki sebebin açıklanması gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, çekişmeli taşınmazları 18/12/2002 tarihinde satış vaadi ile davacılardan satın aldıklarını, bedelini peşinen ödediklerini, davalı ...’nın da çekişmeli taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldığını, hak sahibi olmalarına rağmen ipotek bedellerinin arttırılması için davacılardan yeni bir vekaletname almalarına ihtiyaç duyduklarında, davacıların bu durumu fırsata çevirerek ek olarak 15.000 dolar aldıklarını ve daha sonra kendilerini ibra ettiklerini, davacıların olgunluk çağında insanlar olup tecrübesizliklerinden bahsedilemeyeceğini, birden fazla sözleşme yapıp, ibra ettikten sonra eldeki davanın açılmasının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen davada davacı-asıl davada davalı ..., 18/12/2002 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalılar Hakkı Süha ile ...’dan, mirasbırakan babaları ...’tan kendilerine intikal edecek olan 5832, 5833, 5835, 5836, 5837, 5838, 5839, 5840, 5841, 5842, 5843, 5844 ve 5845 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını satın aldığını, satış bedelini tamamen ödediğini, taşınmazların bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılarak taşınmazların ipotek bedeline dönüştürüldüğünü, sözleşmenin diğer hak sahibi ...’den satış vaadinden doğan hakkını temlik aldığını, davalıların bugüne kadar anılan taşınmazları devir ve tescil yapmadığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde rayiç değerlerinin tahsilini istemiştir.
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, çekişme konusu 948 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bedeli ödenerek satın alındığı ve hak sahibi ...’in hakkını ...’e devrettiği gerekçesiyle birleştirilen davanın kabulüne ve 448 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki muris ... adına kayıtlı 1697/79578 payın iptali ile ... Yüksek adına tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekilinin temyiz itirazı yerinde değildir, Reddine.
Asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekilinin birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği gibi, mahkemelerce verilen kararların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur.
Somut olayda; birleştirilen dava yönünden yukarıda açıklanan ilkelere uygun bir karar oluşturulduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Şöyle ki, birleştirilen davada davacının satış vaadine konu edilen 5832, 5833, 5835, 5836, 5837, 5838, 5839, 5840, 5841, 5842, 5843, 5844 ve 5845 ( imar ile yeni parsel numarası alan ) parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde rayiç değerlerinin tahsilini istediği, mahkemece birleştirilen davanın kabulü ile 448 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1697/79578 payının iptaline ve davacı adına tesciline karar verildiği, ne var ki dava konusu edilen diğer taşınmazlar yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gözetilerek birleştirilen dava yönünden dava konusu edilen tüm taşınmazlar hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.