14. Hukuk Dairesi 2015/17004 E. , 2016/8068 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.08.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ya da tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil veya tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekili, ... Noterliğinin 07.01.1999 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesiyle,...ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain, 508 ada, 57 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilen, 5 katlı binanın dubleks katının, 5.000.000.000 Eski TL karşılığında, davalı tarafından müvekkiline satışının vaat edildiğini, satış bedelinin tamamının müvekkili tarafından nakden ve peşinen ödendiğini, dairenin teslim alındığını ve 12.04.2011 tarihine kadar bu dairede ikamet ettiğini, ancak davalının tapuda devir işlemlerini yapmaktan kaçındığını ileri sürerek, dava konusu dairenin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini ya da dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin tespit edilerek davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, sözleşmenin varlığını kabul ettiğini ancak, vekalet sözleşmesi olduğu zannıyla imzaladığını, davacının kardeşi olup kendisini kandırdığını ve dava konusu dairede davacının hiç oturmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile tapuda davalı adına kayıtlı olan 508 Ada 57 parselde kain arsa vasıflı taşınmaz üzerine inşa edilen 5 katlı binanın ekli krokide belirlenen dubleks katının davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan, edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağının bulunmaması halinde ise 6098 sayılı TBK"nun 112, 123, ve 125. maddelerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olaya gelince, her ne kadar davaya konu satış vaadi sözleşmesinde 508 ada 57 parselde kain taşınmaz üzerinde bulunan 5 katlı binanın dubleks katının satışı vaad edilmiş ise de, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olup davalı dışında başka paydaş veya paydaşların da bulunduğu ve taşınmazda henüz kat irtifakı ya da kat mülkiyetinin kurulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davaya konu satış vaadi sözleşmesinde pay devri de öngörülmediğinden satış vaadi sözleşmesinin bu aşamada ifa olanağı bulunduğundan söz edilemez. Bu durumda davacının tapu iptali ve tescile ilişkin talebi yerinde değildir.
O halde mahkemece, davacının ikinci kademedeki tazminat talebi yönünden inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, ifa kabiliyeti bulunmayan tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.