17. Ceza Dairesi 2016/17391 E. , 2018/15477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla, sanık ..."ın tekerrüre esas alınan Tire Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/514 Esas ve 2010/386 Kararı ve sanık ..."in tekerrüre esas alınan İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/937 Esas ve 2010/118 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçların 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ait olduğu ve CMK"nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası bu suçun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilamlar sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanıklar hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması, infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar ..., ... ve ..."ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müşteki ..."nın ikametten saat 20.35 civarında ayrıldığı, 23.45 sıralarında müşteki ..."nın ikamete geldiğinde hırsızlığı farkettiği, soruşturma aşamasında sanıkların suçlamaları kabul etmediği, kovuşturma aşamasında ise sanıklar ..."ın ve ..."in suçlarını ikrar ettiği ancak herhangi bir zaman diliminden bahsetmediği, olay anını gören veya duyan kimsenin bulunmadığı, olay anını ve zamanın gösterir kamera görüntüsünün bulunmadığı, UYAP kayıtlarına göre suç tarihinde güneşin saat 20.36 "da battığı, TCK"nın 6/1-e maddesi uyarınca saat 21.36"dan sonraki zaman diliminin gece olarak kabul edilmesi gerektiği, suç saatinin kesin olarak tespit edilememiş olması da dikkate alınarak, suçunu ikrar eden sanıklara müştekilerin ikametine saat kaçta girdikleri ve hırsızlık yaptıkları hususlarının açıkça sorularak elde edilecek sonuca göre sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 143. ve 116/4. maddeleri ile uygulama yapılıp yapılmayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2-Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Sanık ..."ın tekerrüre esas alınan Tire Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/514 Esas ve 2010/386 Kararı ve sanık ..."in tekerrüre esas alınan İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/937 Esas ve 2010/118 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçların 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ait olduğu ve CMK"nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası bu suçun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilamlar sebebi ile uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 03.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.