3. Hukuk Dairesi 2015/16084 E. , 2017/1843 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların evliliğinin ilk günlerinden itibaren davalı tarafın müvekkiline karşı kötü davranmaya başladığını, davalı ..."ın müvekkilinin ailesinin ortak konuta gelmelerini istemediği gibi yine müvekkilinin kendi ailesinin evine gitmesini istemediğini, davalı eşin davacıya eziyet ettiğini, şiddet uyguladığını, bunu öğrenen davacının abisinin davacı ile davalı eş..."ı yemeğe çağırdığını, davacının abisinin davalı eş ....."a neden davacıya şiddet uyguladığını sorduğunda davalı ..."ın istediğim zaman döverim demesi üzerine davalının evden uzaklaştırıldığını, tarafların ayrılmadan ...-... gün önce müvekkilindeki tüm altınları hırsız çalar, hırsız eve girer diye davalı ve ailesinin aldığını ve altınları eş ....."ın babası diğer davalı ..."ın kasasına koyduklarını, müvekkiline altınları vermediklerini ve ev eşyalarının da ortak konutta kaldığını, çeyiz eşya senedinde belirtilen ziynet eşyalarının ve diğer eşyalarının tamamının müvekkiline ait olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözü edilen eşyaların aynen olmadığı takdirde bedeli olan ....900,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği hususların hiç birisinin doğru olmadığını, ziynet eşyalarını davacının götürdüğünü, ev eşyalarının ise tarafların müşterek evinde kaldığını, davacının annesinin hasta olduğunu söyleyip plan yaparak evden ayrıldığını ve geri dönmediğini, gidişi planlı olduğundan ziynetleri de yanında götürdüğünü, aracılara da gelmeyeceğini söylediğini, altınların kasaya konulduğu iddiasının doğru olmadığını, davalılardan kayınpeder olan ... ile eşi diğer davalı kayınvalide ... hakkında açılan davanın öncelikle olarak husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini, her üç müvekkili davalı yönünden açılan davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının evlilik eşyası ve altın eşyası talebinin kısmen kabulüne, bilirkişi .... ..."ın 02/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda bahsi geçen ... kalem eşya ile ilgili olarak (....sırasındaki yüzüğün değerinin ortalama olarak ....061,50 TL, ....sırasındaki küpenin ortalama olarak 708,00 TL olarak kabul edilmek şartıyla) bu eşyaların aynen veya raporda bahsi geçen değerleri olan 46.506,50 TL"nin ....900,00 TL"si için dava tarihinden itibaren, 27.606,50 TL"si için ıslah tarihi olan 28/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, bahsi konu bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çeyiz senedine dayalı ziynet eşyalarının iadesine yönelik alacak talebine ilişkindir
Türk Medeni Kanunu’nun .... maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Gerek doktrinde, gerek ... içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları kanıtlaması gerekir.
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Somut olayda, davacı kadın iddiasını ispat etmek için tanık dinletmiş, Mahkemece 30.....2014 tarihli ara karar ile "senede karşı senetle ispat kuralı gereği davalı tanıklarının dinlenilmesine yer olmadığına, davacı tanık beyanlarının hükme esas alınmamasına" dair ara karar kurulmuştur.
Eldeki davada davacı kadın; düğünden sonra ziynetlerin davalıya ait kasada saklandığını ve kendisine iade edilmediğini iddia etmiştir.
Bu bağlamda, davacı kadının, dava konusu ziynetlerin evlilik birliği içinde elinden zorla alındığını, götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.
O halde, mahkemece; tarafların tüm delilleri toplanıp taraf tanıklarının dinlenilmesi, davacının ziynet eşyalarını yanında götürüp götürmediği hususu da değerlendirilerek, ulaşılacak sonuca göre ziynet eşyaları hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne yönelik karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde ... atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren ... günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ....02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.