Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/527
Karar No: 2017/1846
Karar Tarihi: 22.02.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/527 Esas 2017/1846 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/527 E.  ,  2017/1846 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ile 05 Temmuz 2013 tarihinde evlendiklerini, davalının eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini ve ailesinden ayrı bağımsız bir yuva kurma iradesini gösteremediğini, davalının annesinin düğünden bir hafta sonra, hırsızı var uğursuzu var altınları bankada kasaya koyun demesi üzerine " her biri 17 gram 22 ayar 8 adet altın bilezik, her biri 34 gram 22 ayar 2 adet altın bilezik, 14 ayar 11 gram bir adet altın bilezik, 14 ayar 15 gram altın takı setinden" oluşan altınları kasaya konulmak üzere davalı eşine teslim ettiğini, ancak kendisine iade edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla 5.000TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; altınlar ile iddiaların tamamen yanlış olduğunu, davacının hiçbir altınının kendisinde olmadığını, evi terk eden kadının Yargıtayın içtihatlarına göre ziynet eşyalarını da birlikte götürmüş sayılacağını, davacının evden gittikten sonra araba aldığını ve annesinin üzerine yaptığının da bilindiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; davaya konu ziynet eşyalarının davalının zilyet ve tasarrufunda kaldığı ve davalı tarafça iade edilmediği vakıası davacı tarafça usulen kanıtlanamadığı gerekçesi le davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü davacı kadındadır.
    Somut olayda, davacı kadın 31.07.2014 tarihinde açtığı boşanma davası ile birlikte ziynet alacağını talep etmiş, mahkemece ziynet alacağı önünden dosyanın tefrikine karar verilmiştir. Bu dosyada davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının kasaya konulmak üzere davalı tarafından kendisinden alındığını ileri sürmüş ve tanık olarak babası olan ... dinlenmiştir. Tanık beyanında; davacıya takılan ziynet eşyalarının, davalının kızkardeşi Tuğba adına daha evvelden var olan banka kasasına konulduğunu her ikisinden de duyduğunu beyan etmiştir. Mahkemece bankaya yazılan müzekkereye verilen cevapta da bahsi geçen ... adına 13.08.2012 tarihinde açılmış bir banka kasasının mevcut olduğu belirtilmiştir.
    Ne var ki; mahkemece, bankadan gelen müzekkere cevabı tanık beyanını doğrular nitelikte bulunmasına rağmen, neden tanık beyanına itibar edilmediği açıklanmadan, davanın ispat edilemediğinden bahisle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi