21. Hukuk Dairesi 2014/18809 E. , 2015/14030 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 23/06/1994-23/02/2006 tarihleri arasında tüm sigorta kollarında çalıştığı, davalının kötü niyetli olarak itiraz ettiği ve itirazın iptaline ve takibin devamına % 20 orandan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere davacı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, itirazın iptali ile takibin devamına, takibe konu alacağın % 40"ından az olmamak üzere inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının Kurumu yanıltmaya yönelik bir davranışı bulunmadığı, davacının yetim aylığı koşullarına sahip olup olmadığını tespite yarayan tüm bilgi ve belgelerin Kurumda bulunması nedeniyle gerekli araştırma ödevini yapmayan Kurumun hatalı olduğunu, davacının kötüniyetli sayılamayacağı ve 5510 sayılı Yasa"nın 96/b maddesi uyarınca tahsil edileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalıya 23.06.1994 tarihinde babasından ötürü yetim aylığı bağlandığı, davacının 23.06.1994-23.02.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışmalarının bulunduğu ve Kurumun bu durumu farketmesi üzerine davalıya babasından ötürü bağlanan yetim aylığını başlangıç tarihi itibari ile keserek 23.06.1994-23.02.2006 tarihleri arasında ödenen aylıkları borç kaydettiği ve ...18. İcra Dairesinin 2007/5604 takip sayılı dosyası üzerinden takip başlattığı, borcun davalıya 26.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve davacının 30.11.2012 de borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle, davacıya babasından ötürü yetim aylığı bağlandığı 23.06.1994 tarihi itibari ile aylık koşullarına sahip olup olmadığı belirlenmelidir. 506 sayılı Yasa"nın 68/6 maddesi uyarınca ; "kız çocuklarına bağlanan aylıkların sosyal sigortaya ve emekli sandıklarına tabi iş yerlerinde çalışmaya başladığı tarih itibari ile kesileceği" hususu düzenlenmiş olup, aylık başlangıç tarihi itibari ile davalının ..."lı çalışmaları başladığından ve 23.02.2006 tarihine kadar devam ettiğinden babasından dolayı bağlanan aylığı Kesen Kurum işleminin yerinde olduğu açıktır. Uyuşmazlık ise davacı Kurumun geriye doğru ne kadarlık süreye ilişkin yapılan ödemeleri talep edip edemeyeceği hususunda toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6111 sayılı Yasa"nın 44.maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasa’nın “Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı 96. maddesinde ise;
"Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.
Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.
Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, mahkemece, 506 sayılı Yasa"nın primlerin tahsiline ilişkin 80. maddesi düzenlemesiyle davada 6183 sayılı Yasa"nın 102 ve devamı maddeleri uyarınca takip zamanaşımının değerlendirileceği, davaya konu olup borcun yasal değişiklik nedeni ile 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilerek karar verilmesi nedeni ile uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Yasa"nın 80. maddesi ve 6183 sayılı Yasa"nın 102. maddelerinin uygulama yeri olup olmadığı hususunun da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
506 sayılı Yasa"nın 80. maddesi Kurum"un süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olup, dava konusu olayda ise Kurumca sigortalıya yerisz olarak yapıldığı farkedilen ödemeler kapsamında olduğu bu haliyle de 5510 sayılı Yasa"nın 96. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekmekteder.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece davacı Kurum tarafından yapılan yersiz ödeme sigortalının kasıtlı ve kusurlu davranışından kaynaklandığından 5510 sayılı Kanun"un 96/1-a. maddesi hükmü gözetilerek yapılacak değerlendirme ve varılacak sonuç ile iade yükümünün kapsamı konusunda bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,18.06.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Davadaki uyuşmazlık, davalının davacı .. yanıltmaya yönelik bir davranışının bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak davacıya yapılan yersiz ve haksız ödemelerin Kuruma iadesinin ne şekilde yapılması gerektiği noktasında toplanmaktadır .
Davalının yetim aylığı koşullarına sahip olup olmadığının daha önce Kurumca değerlendirilip davalı lehine sonuçlandırıldığı ve bu haktan yararlanırken 506 sayılı Yasa"ya tabii olarak çalışmaya başlama pozisyonuyla ilgili tüm bilgi ve belgelerin Kurumda bulunduğu, davacı Kurumun her aylık alma döneminde, davalının durum değişikliğini kendi sistem bilgisayarlarından kontrol etme, oto kontrol yetkisi bulunduğu ve bu yetkisini kullanmadığı;
Davalıya maaş bağlanırken müracaat, talep veya ödeme sırasında, Sosyal Sigortaya tabii çalışmaya başlaması durumunda, davacı Kuruma bildirilme yükümlülüğü olduğu konusunda herhangi bir beyan veya taahhüt alınmadığı,
Çalışmaya başlayan davalının işe giriş bildirgesinin davacı Kuruma verildiği ve taahhüt alınmayan davalının ayrıca yazılı bildirimde bulunması gerektiğini bilemeyebileceği, bildiğine dair Kurumca kanıt sunulmadığı başka bir ifade ile tüm yargılama dosyasıyla davacının kötü niyetli olduğunun açıkça ispat edilemediği gibi, bu hususta her türlü inceleme ve araştırma, gerektiğinde de denetleme görevinin Kurumca her zaman yapılma imkanının mevcut olduğu konularında kuşku ve belirsizlik bulunmamaktadır.
Sonuç itibariyle, somut olayın detayına uygun ve mahkemece 5510 Sayılı Yasa"nın 96/b maddesinin uygulanmasının gerektiği yolundaki gerekçesi ışığında kurulan hükmün doğru olduğu, Mahkeme kanaatinin yerinde olduğu dolayısıyla hükmün bu haliyle onanmasının gerektiği düşüncesiyle Sayın çoğunluğun bozma yönündeki gerekçelerine katılamıyoruz.