3. Hukuk Dairesi 2017/2466 E. , 2017/1962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacı müvekkilinin davalı ..."a araç kiraladığını, davalının da akde aykırı olarak diğer davalıya aracı kiralamış olduğunu, davalıların kullanımında iken aracın hasar gördüğünü beyan ederek 40.000 TL hasar bedeli ve 3.840 TL kazanç kaybının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalının kazanç kaybı alacağına yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Yasasının 112. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir.Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır.
Taraflar arasında akdedilen 12.09.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 54 YE 215 plakalı aracın davalıya kiralandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davaya konu aracın 13.09.2014 tarihinde kazaya karıştığı ve hasar gördüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda kaza tarihinden itibaren keşif gününe kadar 32 günlük, günlüğü 120,00 TL den olmak üzere 3.840 TL kazanç kaybı alacağına hükmedilmiştir.
Davaya konu aracın davalı kiracı kullanımında iken hasar görmesi ve kullanılamaz olması nedeniyle davalı kiracının tazminat sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak TBK’nun 114/2 maddesi uyarınca haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanacaktır. Bu nedenle davalının kira sözleşmesine aykırı davranmasıyla oluşan sorumlulukta tazminattan indirim yapılmasını düzenleyen TBK’nun 52.maddesi uygulaması gerekir. Bu kapsamda davacı kiraya veren de trafik kazasına müteakip araç kiraya verme faaliyetini yürütebileceği yeni bir araç bulma konusunda gerekli çabayı göstermek zorundadır. Bunun bir sonucu olarak davacının aynı şart ve koşullarda kiraya veren olarak faaliyetini yürütebileceği aynı nitelikli başka bir aracı hangi sürede yeniden kiralayabileceği sürenin belirlenmesi, davalı kiracının da bu süreye ilişkin kazanç kaybından sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde bu süre belirlenmeden doğrudan 32 günlük kazanç kaybı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
2- Davalının hasar bedeli ile ilgili verilen hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; davaya konu aracın kasko sigortası olup olmadığı, aracın hasarlanması nedeniyle sigorta şirketi tarafından davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Katip:HH