3. Hukuk Dairesi 2016/8867 E. , 2017/2064 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili müvekkilinin, davalıların murisi ..."a ait ... Köyü 889, 1490, 1673 ve 1675 nolu parsellerdeki hisselerinin devri için 20/07/1991 tarihinde 10.000,00 TL ödediğini, hisse devirleri yapılmadığından ödenen 10.000,00 TL "nin 20/07/1991 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacıların murisinin de içinde olduğu 10.04.1991 tarihli protokolde bahsi geçen Sucak mevkindeki taşınmazın, davacıya anlaşmada belirtildiği gibi devredildiğini, protokolde adı geçen kişilerin davacıya karşı yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirdiklerini, talep olunan alacağın vadesinin 20.07.1991 tarihi olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; bilirkişi raporunda tespit edilen 72.82 TL"nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2014/17157 esas,2015/11682 karar sayılı ilamı ile " HMK"nun 31.maddeside dikkate alınarak davacıya 10.04.1991 tarihli protokol (sözleşme) kapsamında hangi taşınmazların mülkiyetinin verildiği, protokolün (sözleşme) taraflarının hangi taşınmazları yönünden edimlerini yerine getirmedikleri, ödenen bedelin ne kadarının tapusu verilen taşınmazlara denk geldiği, davalıların muris ile protokolde satıcı olan diğer kişilerin hangi taşınmazlar üzerindeki haklardan feragat etmesini beklediği, protokolün taraflarından kimlerin üzerine düşen yükümlülüklerini ne şekilde yerine getirdikleri tek tek duraksamaya yer bırakmıyacak şekilde, davacı mahkemeye çağırılarak (gerekirse bu hususta isticvap da edilerek) açıklattırılmadan karar verilmesi doğru görülmediği,bundan ayrı; davacı 10.00,00 TL"yi ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile talep etmiş olmasına rağmen 10,00 TL"nin ödeme tarihinde ki paraya çevirilerek 10,00 TL üzerinden yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi de doğru görülmediği”belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, mahkemece, davanın kabulü ile, 21.001,25 TL"nin 20.07.1991 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
2- Ancak; Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.(TBK. 117 .maddesi) Davaya konu alacak talebinde de temerrüd faizi yürütülebilmesi için borçlunun ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiğinden iade talebinde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyecektir.
Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 117.maddesinde de borçlunun temerrüdünün koşulları düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı tarafından davalıya fazladan yapılan ödeme geri istenilmiş, davacı davalıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğünü ispat edememiştir. Anılan nedenlerle mahkemece dava tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken,ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile ,hükmün 1. fıkrasında yer alan “20.07.1991 tarihinden itibaren ” ifadelerinin çıkartılarak yerine “dava tarihinden itibaren ” ifadelerinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1. fıkrasında yer alan “20.07.1991 tarihinden itibaren ” ifadelerinin çıkartılarak yerine “dava tarihinden itibaren ” ifadelerinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK’nun 440 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.