12. Hukuk Dairesi 2016/15175 E. , 2017/7045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekili takibin kesinleşmesinden sonraki devrede icra mahkemesine başvurarak, takip konusu senedin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece zamanaşımı itirazının kabulüne, icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK"nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. Diğer yandan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK’nun 662. maddesinde “müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir” hükmüne yer verilmiştir.
TTK"nun 662. maddesinde dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zamanaşımını kesmez. (TTK 669 vd. md.) Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir. Zira açılmış bulunan davanın, HUMK"nun 237. maddesindeki kesin hükme konu teşkil edecek biçimde nizalı kazaya konu edilmesi gerekir (12. H.D. 07/04/1983-1439 K.-2701 E.).
Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmekte olup, bu davanın kimin tarafından açılacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının, itirazını def’i yolu ile ileri sürmesi halinde borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim, Yargıtay HGK’nun 20.1.1996 tarih 1996/12–654 Esas 1996/805 sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir.
Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/738 E. - 2012/696 K. sayılı kararın yapılan incelemesinde; takip dayanağı bonodan kaynaklı borcu olmadığı iddiası ile 17.12.2008 tarihinde borçlu-keşideci (muris) ... tarafından alacaklı-lehtar ... hakkında menfi tespit davası açıldığı, davada ... vekili, davaya karşı itirazlarını savunma yolu ile ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istediği; mahkemece menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği, alacaklının kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 14.05.2013 tarihli, 2013/4012 E. - 2013/12391 K. sayılı ilamı ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, menfi tespit davasının reddine karar verilmesi halinde bu mahkeme kararının davaya karşı itiraz ve def"ilerini vekil tayin ederek ileri süren alacaklı ... yönünden de bağlayıcı olduğu ve adı geçen alacaklı hakkında zamanaşımını keserek, kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımının işlemeyeceği tartışmasızdır.
Somut olayda menfi tespit davasında verilen kararın 14.05.2013 tarihinde bozulmasından sonra dahi şikayet tarihi olan 27.10.2014 gününe kadar zamanaşımının dolmadığı anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece; borçlunun İİK’nun 71 ve 33/a maddelerine göre icranın geri bırakılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.