3. Hukuk Dairesi 2017/9706 E. , 2017/2093 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ,davalı ile aralarında görülen boşanma davasının derdest olduğunu, evlilik sırasında 05.09.2007 tarihli "mihir senedidir" başlıklı belgede yer alan 25 kalem eşyanın belgede yazılı olduğu üzere davalı ..."ya teslim edildiğini, davalı ..."in " işbu altın ve eşyalarda benim ve ahar hiçbir kimsenin hak ve alakası ve münasebeti olmadığı gibi ileride ..."in talebi vukuunda mevcut olanları aynen ve mevcut olmayanları karşılarında yazılı bedelleri nakden tediye edeceğim" şeklinde ve yine aynı belgede davalı ... "in " ve yine ileride ayrılık ve boşanma halinde ayrıca kendisine 1.000,00 TL ödemeyi şimdiden kabul eylediğime" şeklinde imzalı beyanıyla iş bu 25 kalem eşya ve ayrıca 1.000,00 TL"yi kendisine ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar ayrılırken davaya konu eşyaların davalının ikametgahında kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere "mihir senedi" nde yazılı eşyaların mevcut ise aynen, mevcut olmayanların bedelinin 18.000,00 TL"sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini ve yine davalının boşanma veya ayrılık halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği 1.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,kendisinin davaya konu senedin sadece ikinci sayfasını imzaladığını,bu belgeyi hibe alan ve hibe kabul eden sıfatıyla imzaladığından bu senetten dolayı sorumluluğu olmadığını, davacının kendisinin annesini darp edip müşterek haneden ayrıldığını, bu nedenle de kendisinin tüm hibelerden rücu ettiğini,davacının davaya konu ettiği ziynetleri giderken beraberinde götürdüğünü, yine davaya konu edilen eşyalardan olan dikiş makinesinin ise hiç alınmadığını ve davacı tarafça da getirilmediğini,yine halı ve yastık takımının hiç kullanılmadan davacı ve kendisi tarafından davacının babasına örf ve adet gereği gönderildiğini, davacının talep ettiği diğer eşyaları ise istemesi halinde gelip alabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde tek tek sayı ve nitelikleri belirtilen eşyaların aynen, olmadığı takdirde değeri olan 12.500,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine; yine hükümde tek tek sayı ve nitelikleri belirtilen ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde değeri olan 14.712,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine; mehri müeccel bedeli olarak belirlenen 1.000,00 TL"nin dava tarihi olan 10/04/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; 06/02/2015 tarihli bilirkişi raporunda yer alan ve tespit mahallinde bulunamayan 1 adet dikiş makinesi, 12 adet halı yastık takımına ilişkin olarak açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Ancak,karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 13.maddesinde""
(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez."" düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkemece davanın reddedilen kısmı olan 1.320,00 TL üzerinden yukarıda ifade edilen yasa hükmü uyarınca belirlenen 1.320,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile davalı vekili lehine 74,40 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün 10. bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak 10. bent yerine ""Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 13/2 maddesi uyarınca davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.320,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine"" ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
27.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.