MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın, suç konusu bononun keşideci imzası dışındaki bölümlerini sonradan doldurduğuna ilişkin delil bulunmadığı gibi anlaşmaya aykırı olarak doldurduğu konusunda yazılı belge de olmaması karşısında tebliğnamedeki TCK"nın 209/1. maddesinde yazılı suçun oluştuğuna ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
1- Sanığın, katılan ....’un borçlusu olduğu senedin düzenleme ve vade tarihlerini sonradan doldurup arka yüzündeki teminat senedi olduğuna ilişkin yazılı şerhi de yırtmak suretiyle icraya koyduğu iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın senedin arka yüzünde teminat senedi olduğuna dair bir ibare bulunmadığını savunması, tanık ...’ın görgüye dayalı bilgisinin olmaması, tanık ...’ın aşamalarda değişen ve çelişkili beyanlarda bulunması, senedin kesilen sol kısa kenarında “teminat senedi” yazısı olduğuna dair şüpheden uzak somut bir delilin bulunmaması karşısında; sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğini gösterir kuşkudan uzak, mahkumiyetine yeterli kesin delil bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkındaki beraat yerine mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre; uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu dışında kalan kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.