20. Hukuk Dairesi 2015/5195 E. , 2016/2452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 06.09.2010 tarihli dilekçesiyle; ... 360 m² yüzölçümlü müvekkilinin zilyetliğinde olan taşınmazın, orman kadastrosu sırasında P.1 poligon numarasıyla 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında bırakıldığını, taşınmazın 82,88 m² yüzölçümündeki bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosunda 27954 ada 10 parsel sayısı ile tespit edildiğini ve müvekkili lehine kullanım şerhi verildiğini, ancak, Ek-4. madde uyarınca yapılan ...n ve düzeltme çalışmalarında 2001 ve 2002 sayılı orman sınır noktalarının hatalı aplike edilmesi nedeniyle, 360 m² yüzölçümündeki taşınmazın geriye kalan 278 m² yüzölçümündeki bölümünün kullanım kadastrosuna konu edilmediğini, hakkında tutanak düzenlenmediğini ve orman sınırları içinde gösterildiğini iddia ederek, müvekkiline ait 278 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman içinde bırakılmasına dair ...n ve düzeltme işleminin iptaliyle, dava konusu 27954 ada 10 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 360 m² olarak düzeltilerek müvekkili adına tesbitine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; davanın, 6831 sayılı Kanunun 9. maddesine 4999 sayılı Kanun ile eklenen 9/son maddesi gereğince yapılan teknik hataların düzeltilmesi çalışmasına itiraz niteliğinde olduğu ve otuz günlük askı ilân süresinde davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, talep halinde dosyanın ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/12/2013 gün ve 9759 - 11701 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dairece iade kararı ile dosyaya getirtilen, 4999 sayılı Kanun kapsamında yapılan fennî hata tespit tutanağında, dava konusu taşınmazı ilgilendiren ... numaralı orman sınır noktalarında herhangi bir düzeltme çalışması yapılmadığı, ...numaralı orman sınır noktalarındaki fennî hataların 5831 sayılı Kanun çalışması ile giderildiği bildirilmiştir. Yani, mahkemenin gerekçesini dayandırdığı gibi çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 6831 sayılı Kanunun 9. maddesine 4999 sayılı Kanunla eklenen 9/son maddesi gereğince yapılan teknik hataların düzeltilmesi çalışmasında dava konusu taşınmazı ilgilendiren ... numaralı orman sınır noktaları yönünden herhangi bir düzeltme çalışması yapılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece; davanın, teknik hataların düzeltilmesi çalışmasına itiraz niteliğinde olduğu yönündeki gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi isabetli değildir.
Dosya kapsamına göre, davacı vekilinin, 2001 ve 2002 sayılı orman sınır noktalarının hatalı aplike edilmesi nedeniyle müvekkilinin zilyetliğinde (kullanımında) bulunan taşınmazın, P.1 numaralı ...u dışında, orman alanında bırakıldığı, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmediği iddiasıyla, müvekkili adına tesbit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, ...n işlemi orman kadastrosu değildir. ...n ile kesinleşmiş orman sınırları daraltılamayacağı gibi, tam tersine, kesinleşen orman sınırları dışındaki yerler de orman sınırları içine alınamaz. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan ...n ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu değildir. Yukarıda belirtildiği gibi davacı vekilinin asıl talebinin, kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yerin vekil eden adına tespit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden, tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalarla sınırlıdır. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi de zorunludur.
Somut olayda; yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmediği anlaşıldığına göre; taşınmaz ile ilgili iddiaların genel mahkemelerde görüleceği ve hatalı ...n tartışılarak yanlışlığın her zaman düzeltilebileceği hususları gözetilerek, eldeki davanın, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce açılmış ve dava dilekçesinde dava değerinin gösterilmemiş olması nazara alınarak, taşınmazın keşfen tesbit edilecek değerine göre görevli ve yetkili hukuk mahkemesi belirlendikten sonra görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanlış hukukî nitelendirme ile davanın, 6831 sayılı Kanunun 9. maddesine 4999 sayılı Kanun ile eklenen 9/son maddesi gereğince yapılan teknik hataların düzeltilmesi çalışmasına itiraz niteliğinde olduğu gerekçesine dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, talep halinde görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan ...n ve düzeltme çalışmalarına itiraz ile hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen taşınmaz hakkında kullanım şerhi verilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı ..."e yükletilmesine yükletilmesine 29/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.