3. Hukuk Dairesi 2015/16046 E. , 2017/2285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili; muris ..."ın 09.12.2012 tarihinde vefat ettiğini, vefatının nüfusa bildirilmesi üzerine murisin vasiyetnamesinin olduğunun anlaşıldığını, Akçakoca Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/1 Esas sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açıldığını, murisin vasiyetname düzenlediği tarihte hukuki işlem yapma ehliyetine sahip olmadığını, yasa gereği zorunlu olan saklı pay nisabını aşan kısımla ilgili tenkis taleplerinin bulunduğunu, vasiyetnamenin gerekli şekil şartlarını taşımadığını, irade fesadı altında yapıldığı, vasiyetname yapan kişinin hukuki işlem ehliyetine sahip olmaması ve vasiyetin içeriği bağlandığı koşulların hukuka aykırı olmasından dolayı vasiyetnamenin iptali için işbu davanın açılmasının zorunluluğunun doğduğunu belirterek, Akçakoca Noterliği"nin 14.08.2008 tarih 2220 yevmiye numaralı muris ... tarafından düzenlenmiş olan vasiyetnamenin iptali ile müvekkillerin saklı paylarından az bırakılan tasarruflarının müvekkillerin miras hisseleri oranında tenkisine veya denkleştirilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamış, davalılar vekili beyan dilekçesinde; muris ..."ın beden ve ruh sağlığında herhangi bir sorun yokken tamamen kendi iradesiyle maliki bulunduğu taşınmazların mirasçıları arasında paylaşımı konusunda adil bir çözüm bularak bunu da sağlığında mirasçılarından herhangi bir kimseye duyurmadan Akçakoca Noterliği"ne giderek usuli olarak alınan sağlık raporundan da anlaşılacağı üzere serbest iradesiyle davaya konu vasiyetnameyi düzenlediğini, davalı tarafın belirttiğinin aksine müşterek murisin vasiyetnamede mirasçılarından herhangi biri aleyhine miras paylaşımı yapmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde bahse konu ettiği hiçbir mirasçının saklı payına zarar verilmediğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
./..
-2-
Mahkemece, davacı tarafın kesin süre içerisinde delil avansını yatırmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın HMK’nın 324.maddesine göre ise, taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.
Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir.
Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması halinde, dayanılan o delilden vazgeçilmiş sayılır.
Ancak, böyle bir durumda kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, buna ilişkin ara kararının yasaya ve içtihatlara uygun şekilde oluşturulması, hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olması ve kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtar edilmesi gerekir.
Somut olayda, davacılar vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu 19.09.2014 tarihli oturumda, davacılar vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilmiş, davacı tarafın yatırması gereken keşif ücreti için 2 haftalık kesin süre verilmiş, yatırmazsa bilirkişi ve keşif delilinden vazgeçmiş sayılacağı ihtarının duruşma tutanağının tebliği suretiyle yapılmasına karar verilmiş ise de, duruşma tutanağının davacılar vekiline tebliğ edilmediği halde, sonraki 07.11.2014 tarihli oturumda kesin sürede delil avansı yatırılmadığından, keşif yapılmasına yer olmadığına dair ara karar kurulması usul ve yasaya aykırı olup, kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtarı ve tebliği yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.