21. Hukuk Dairesi 2014/25736 E. , 2015/13807 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 26.02.2008 tarihli iş kazasında sağ kolundan yaralanarak %12,10 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığını iddia eden davacının maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının anılan kazada sol elinden yaralandığı, bu tarihli kazada sağ kolundan yaralandığına dair delil olmadığı,.. raporlarında da 26.02.2008 tarihli kaza ile davacının mevcut sağ kol arızası arasında illiyet kurulamadığının belirtildiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacı kazalının, davalı şirket işçisi olarak çalışırken 26.02.2008 tarihinde iş kazası geçirdiği açıkça anlaşılmakta olup bu hususta taraflar arasında bir tartışma bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tartışma ise bu tarihteki kazada davacının Kurumca tespit olunan %12,10 oranında maluliyetini doğuran sağ kol yaralanmasına maruz kalıp kalmadığı hususunda toplanmaktadır. Zira yapılan iş kazası tahkikatı sonunda Kurum müfettişinin 26.02.2008 tarihli olayda kazalının "sol elinden" yaralandığını belirttiği, buna karşılık yine aynı tarihli (26.02.2008) bu kaza nedeniyle Kurumun,.. Hastanesinin 10.06.2009 tarihli raporuna dayandırarak belirlediği %12,10 oranındaki maluliyetin "sağ dirsek humereüs kırığı" nedeniyle olduğunun 12.01.2010 tarihli raporda açıklandığı, kaza sonrası düzenlenen hastane kayıtlarında ve ceza soruşturması evrakları içerisinde bulunan adli muayene formunda davacının yalnızca "sol el" yaralanmasından bahsedilmesine karşılık davacı ile yargılama sırasında dinlenen bazı tanıkların aynı olayda davacının sağ kolundan da yaralandığını ifade ettikleri anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar sonrasında davacının 26.02.2008 tarihli kazada vücudunun neresinden yaralandığı hususunda belirsizlik doğduğu açıktır.
bu belirsizliğin giderilmesi noktasında Mahkemece önce ... 3.İhtisas ve giderek ... Genel Kurulundan rapor almışsa da yine de davanın tam olarak aydınlanması için gerekli bir takım hususların yargılama sırasında yeterince araştırılmadan 18.07.2014 tarihli kararın verildiği anlaşılmaktadır.
Şöyle ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31.maddesine göre, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
Hâkimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemede her ne kadar “açıklama yaptırabilir” denilmişse de, bunun, hâkimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü davayı aydınlatma ödevi sayesinde hâkim, iddia ve savunmanın doğru ve tam olarak anlaşılmasını sağlayacak ve bu şekilde doğru olmayan bir kararın verilmesini önleyecektir (Pekcanıtez H., Atalay O., Özekes M., age, s. 248 vd).
Bu açıklamadan olarak, kazalının sağ kolunda bir arızanın varlığı açık olup davacının işbu davasını sağ kol arızasının 26.02.2008 tarihli kazada oluştuğu iddiasına dayandırmasına ve ... raporlarında böylesi bir arızanın "geniş bir doku yaralanması ve eklem içi kanama" ile meydana gelebileceğinin belirtilmesine göre davacı kazalının bu nitelikteki bir yaralanma nedeniyle tedaviye muhtaç bir durumunun oluşacağı bellidir. Buna karşılık dosyadaki kayıtlardan, davacının sağ kolundaki yaralanmaya dair tek hastane kaydının iş kazası tarihinden çok sonraki bir tarihte düzenlendiği anlaşılan... Hastanesinin 10.06.2009 tarihli raporu olduğu görülmektedir. Oysa ki; ... Raporlarında belirtilen nitelikteki bir yaralanma durumunda kaza tarihi veya bu tarihi yakın başkaca tarihlerde kazalının tedaviye ihtiyaç hissetmesi hayatın olağan akışı içinde olması gerekendir. Bu kapsamda davacıya bu husus yani iddia ettiği sağ kol yaralanması nedeniyle nerede veya nerelerde tedavi gördüğü hususunun sorularak var ise buralardan başvuru ve tedavi kayıtlarının getirtilmesi, yine... Hastanesinden kazalının buraya ilk olarak ne zaman başvurduğunun sorulması ve ayrıca bu yerce düzenlenen 10.06.2009 tarihli rapora konu hastane ve tedavi evraklarının istenmesi ile buralardan gelecek yanıtlara göre bir davacının durumunun değerlendirilerek bir karar verilmesi yerine eksik araştırma ile yazılı şekilde davanın neticelendirilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgu göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri de amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15/06/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.