11. Hukuk Dairesi 2015/9901 E. , 2016/2987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/11/2014 tarih ve 2009/424-2014/1090 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve müdahiller vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15/03/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin dava dışı....nin ortağı olduğunu, diğer ortakları...., .. ve...."nun öldüğünü, ortakların mirasçılarının başvurusu olmadığından genel kurul toplanamadığını ve yönetim kurulu seçilemediğinden...."nin 2008/304 E., 2009/219 K. sayılı ilamı ile şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye işlemlerini yürütmek üzere davalılardan ...’nun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, tasfiye memurunun şirketin yaklaşık 200.000,00 TL değerindeki iki taşınmazını diğer davalıya sattığını, ... parselin tapudaki satış bedelinin 21.500,00 TL, 264 parselin 3.500,00 TL olarak gösterildiğini, anılan bedellerin muvazaalı olduğunu, davalı tasfiye memuru hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, yapılan satışların gerçek satış olduğu kabul edilse dahi edimler arasında büyük fark bulunduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davalı ... adına olan kaydının iptali ile davacının ortağı bulunduğu.... adına tesciline,
taleplerinin kabul görmemesi halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 25.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada, asıl davanın yargılaması sırasında taşınmazlar üzerine tedbir konulmadan önce 264 nolu parselin davalı ... tarafından ..."na satıldığını öğrendiklerini ileri sürerek,... nolu parselin davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile..... adına tesciline, taleplerinin kabul görmemesi halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 9.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslahla toplam 199.248,00 TL"nin tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü şahıs konumunda olduğunu, satışta muvazaa bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin tapu kaydına güvenerek iyiniyetle mülkiyeti kazandığını, taşınmazı emlakçı vasıtası ile satın aldığını, yolsuz tescil olduğunu bilmediğini savunmuştur.
... mirasçıları ...,...., ... ve ... vekili, müdahahale talebinde bulunarak, muvazaalı olarak satılan taşınmazların tapusunun iptali ile şirket adına tescilini, olmadığı taktirde 25.000,00 TL"nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, ...Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/215 Esas 2012/1017 karar sayılı dosyasında davalı ..."nun görevi ve güveni kötüye kullanma suçlarından mahkum olduğu, ..."nun .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin kararı ile....için resmi tasfiye memuru olarak atandığı, görevini kötüye kullanarak dava konusu taşınmazları davalılar ... ile ..."a sattığı ve paralarını aldığı, dava konusu satış işlemlerinin davalı ... ve diğer davalılar arasında muvazaalı şekilde yapıldığına ilişkin dosyada yeterli delil bulunmadığı, tanık beyanlarının da tapudaki satış işlemlerinin danışıklı bir şekilde yapıldığını kanıtlayacak mahiyette olmadığı, aksine davalı tanıklarının beyanlarından yapılan satış işlemlerinin gerçek olduğu ve paranın gerçekten ..."na ödendiğinin anlaşıldığı, şirkete ..."ndan başka yeni bir tasfiye memuru atanmadığı gibi ..."nun tasfiye memurluğu görevine de son verilmediği, terditli tazminat talebi yönünden davacı ve müdahillerin gerçek kişi olarak bu davayı açtıkları, oysa şirket adına ..."nun tasfiye memurluğunun iptal edilerek şirkete yeni bir tasfiye memuru atanması ve şirket adına davanın açılması gerektiği kanaatiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve müdahiller vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl ve birleşen dava, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve dava konusu taşınmazların dava dışı tasfiye halindeki ..... adına tescili, olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkindir.
Davacının dava dışı...."nin ortağı olduğu, diğer ortaklar....,.... ve ..."nun vefaat ettiği,....Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/304 Esas, 2009/219 Karar sayılı ilamı ile şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye işlemlerini yürütmek üzere davalı ...’nun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği ve davalı ..."un şirketin iki adet taşınmazını davalı ...’a sattığı, onun da yargılama sırasında... nolu parseli davalı ..."na sattığı uyuşmalık konusu değildir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de 6762 sayılı..."nın 552. maddesi hükmü uyarınca tasfiye memurlarının sorumlulukları hakkında anonim ortaklıklara ilişkin hükümler uygulanır...."nın 309. maddesi hükmüne göre de limited şirketin ortağı, tasfiye memurunun eylemleri sonucu şirketin zarara uğratıldığı iddiasıyla tazminatın şirkete verilmesi kaydıyla sorumluk davası açabilecektir.
Davacı vekili dava konusu taşınmazların muvazaalı olarak gerçek değerinin altında bir bedelle davalı tasfiye memurunca iyiniyetli sayılamayacak diğer davalılara satıldığı iddiasıyla işbu davayı açtığına göre mahkemece, dava konusu taşınmazların satış tarihindeki rayiç değerinin gerektiğinde dava konusu taşınmaların bulunduğu yer, konum, imar durumu ve değeri etkileyecek diğer durumlarına göre emsal taşınmaz satışları da nazara alınmak suretiyle belirlenmesi, belirlenen rakamlar ile satış bedelleri arasında fahiş fark bulunması halinde dava konusu taşınmazları satın alan davalıların taşınmazları gerçek değerini ödeyerek satın aldıkları yönündeki savunmalarını ispata yarar delilleri de değerlendirilmek suretiyle davalı ... ve ..."nın iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olup olmadıkları ve davalı tasfiye memuru yönünden.... tasfiye memurlarına ilişkin hükümleri çerçevesinde görevleri, sorumluluk ilkeleri üzerinde durulup TTK"nın 309. maddesi hükmü uyarınca sorumluluk koşullarının oluşup oluşmadığı hep birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Dava dışı tasfiye halindeki..... ortaklarından..... mirasçıları ..., ...., ... ve ... vekili kararı temyiz etmiş ise de Harçlar Kanunu"nun 30 ve 32. maddeleri hükümleri uyarınca gerekli harçlar tamamlanıp müdahale talepleri usulünce karar altına alınmadığından ve taraf sıfatı kazanmadıklarından bu aşamada temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ..., ...., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.