Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7938
Karar No: 2017/2487
Karar Tarihi: 06.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/7938 Esas 2017/2487 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/7938 E.  ,  2017/2487 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacının, davalı kurum abonesi olduğunu, davalı tarafından davacı hakkında kaçak elektrik kullandığı gerekçesi ile tutanak tutulduğunu ve 122.365 TL kaçak tahakkuku yapıldığını, davacının kaçak elektrik kullanmadığını; böyle olsa bile, dava konusu yerin çır çır fabrikası olup, yılın belli dönemlerinde çalışması nedeni ile, bu kadar elektrik kullanılmasının mümkün olmadığını beyan ederek; şimdilik 10.000 TL, ıslah ile 91.047 TL borçtan davacının sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, yapılan tahakkukun yönetmelik hükümlerine uygun bulunduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin 2014/7700 E.-2014/16193 K.sayılı ilamı ile "...Dosyada mevcut ve davacı hakkında düzenlenen kaçak tutanağının incelenmesinden; "R fazına ait gerilim ucu, üçünden biri boşta bırakılarak sayacın 1/3"nün eksik tüketim yaptığının" tespit edildiği görülmüştür.
    Mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı raporun, tek bilirkişiden alındığı, hesaplama yapılırken, hangi mevzuat hükümlerine dayanıldığının belirtilmediği, bu nedenle raporun açık ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Öyle ise, mahkemece; konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    ./..
    -2-



    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile davacının davalıya 15/01/2012 tarih, 76066 seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı nedeniyle 105.615,28 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava, kaçak elektrik bedelinden sorumlu olunmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır.
    4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesinde; Gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.maddesinde de; Kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
    Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar" hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
    Kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde ise;
    “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;
    1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13"üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
    A) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
    B) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
    2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,
    3)Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre, hesaplanır.



    Bu tür hesaplamaların yapılamaması durumunda, tüketilen elektrik enerjisi miktarı aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerinin ortalama tüketimlerine göre hesaplanarak tespit edilir.
    622 Sayılı EPDK kararınını çalışma saatlerine ilişkin 1-D maddesi :
    D) Ortalama Aylık Çalışma Saatleri:
    1) Meskenlerde; 150 saat kabul edilir.
    2) Tarımsal sulama abonelerinde; 400 saat olarak kabul edilir.
    3) Sanayi abone grubundan enerji alanlar ile turistik tesisler, akaryakıt istasyonları, hastaneler, alışveriş merkezleri gibi vardiyalı hizmet veren müşterilerden, tek vardiyalı çalışanlar için 200 saat, iki vardiya çalışanlar için 400 saat, üç vardiya çalışanlar için 600 saat kabul edilir. Vardiya sayısının tespitinde dağıtım şirketi görevlilerinin tespiti ve şirket kayıtları, bunun mümkün olmaması halinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen resmi belgeler göz önüne alınır. Çalışma saatlerinin yukarıda belirtilenlerden daha fazla olmasının tespiti durumunda ise, tespit edilen saatler esas alınır.
    4) Diğer abonelerde; 250 saat kabul edilir. "ifadelerini içermektedir.
    Somut olayda, davacı hakkında düzenlenen 15.01.2012 tarihli kaçak tutanağı ile "R fazına ait gerilim ucu, üçünden biri boşta bırakılarak sayacın 1/3"nün eksik tüketim yaptığı" şeklinde kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği ve buna göre davacı hakkında 122.135,60 TL borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Bozma ilamı doğrultusunda yapılan bilirkişi incelenmesi sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan 28.12.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararında belirtilen süre,tüketim miktarı hesaplama, ortalama aylık çalışma süreleri, tahakkuka ilişkin düzenlemelerdeki hususlar dikkate alınmadan ve denetime elverişli olmayacak şekilde rapor tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Nitekim raporda yukarıda açıklandığı şekilde davacının ihtilafsız dönem tüketim kayıtları ya da doğru ölçülmüş kayıtların bulunmaması halinde ise kurulu güç, süre, kaçak ceza katsayısı vb. hususlarda hiçbir açıklama ve değerlendirme yapılmaksızın, dava konusu sayacın ölçtüğü değer baz alınmak sureti ile eksik ölçülen 1/3 miktar endeks miktarı belirlenmiş ve bunun üzerinden bedel hesaplaması yapılmıştır. Bu haliyle bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine verilmesi, bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin 622 sayılı Kurul kararı ile Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre yeniden hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    Bunun yanında, 6100 sayılı HMK 26. maddesine gereğince; hakim iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.



    Eldeki davada; davacı taraf dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL"den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, bozma öncesi alınan bilirkişi raporuna göre talebini 91.047 TL olarak ıslah etmiş ve bu miktar borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Buna karşın mahkemece, taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde, davacının bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda belirlenen 105.615,28 TL"den borçlu olmadığının tespitine yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Öte yandan, "Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde,Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan ) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr.Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
    Somut olayda, mahkemece verilen ilk kararında davacının davalıya 91.047,29 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş anılan bu karar sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve yukarıda anılan nedenler ile bozulmuştur.Bozmaya uyulduktan ve bozma gerekleri yerine getirildikten sonra bu defa davacının davalıya 105.615,28 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Oysa, önceki karar davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan o kararda hükmedilen miktar davalı yararına kazanılmış bir hak oluşturmuştur.
    O halde, mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi