21. Hukuk Dairesi 2015/9893 E. , 2015/13508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı gerçek kişi ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine, 25.000,00"er TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına ve Uyap üzerinden yapılan incelemeye göre gerçek kişi davalının aynı olay nedeniyle sanık olarak yargılandığı davada cezalandırılmasına karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği, eldeki temyiz incelemesine konu dosyada aldırılan 10/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda davalı gerçek kişinin %80 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, davacıların asıl dava dosyasında maddi tazminat talebinde bulundukları ve fakat bu taleplerini atiye terk ettikleri, davalı tarafça buna muvafakat edildiği, buna karşılık anılan maddi tazminat talepleri hakkında mahkemece bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
Hukukumuzda Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine (Davasına) etkisi, olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 53.maddesinde düzenlenmiş olup, Hukuk Hakimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas hukuku bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımı, aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının da, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi, özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
Borçlar Kanununun 53.maddesinde, “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hakimini takyit etmez.” Hükmü öngörülmüştür. Halen yürürlükte bulunan TBK’nun 74. Maddesindeki düzenleme de aynı doğrultudadır. Ancak; her ne kadar hukuk hâkimi, ceza davasındaki kusur oranları ile bağlı değilse de, kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın 297/2.maddesine göre "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."
Somut olayda, ceza davasında sanık olarak yargılanan ve sonucunda cezalandırılmasına karar verilen ve cezası kesinleşen, temyiz incelemesine konu eldeki bu dosyada aldırılan 10/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda da %80 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilen davalı ..."ın hükmolunan tazminatlardan sorumlu tutulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Yine davacıların atiye terk edilen maddi tazminat talepleri hakkında mahkemece bir hüküm kurulmamış olması da isabetsizdir.
Kabule göre de, hakkında davanın husumetten reddine karar verilen davalı ... lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan ..""nin 7/2. maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmolunması doğru değildir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 11/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.