21. Hukuk Dairesi 2014/18881 E. , 2015/13459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 01/01/2005 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığına, ödenmeyen maaşlarının faiziyle tahsiline, var ise 2005 tarihinden sonra oluşan borçlarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddi ile davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, emeklilik talebinin... kapsamında prim borcu bulunduğu için reddedildiğini, oysa..."lı çalıştığını bu nedenle 1.1.2005 tarihinden itibaren kendisine emekli aylığı bağlanmasını, birikmiş aylıkların faiziyle ödenmesini ve var ise 2005 yılından sonra oluşan borçlarının tespitin talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, hükümde yazılı şekilde davacının uyuşmazlık konusu olan 25.1.2000-28.2.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı yasa kapsamında... sigortalısı olduğunun tespiti ve bu dönemde..."ya bildirilen 1590 günlük sigortalı çalışmasının geçerli sayılamayacağı anlaşılmakla bu talebin reddine ve yaşlılık aylığına hak kazanamadığına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 1979-2005 yılları arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, davacının .. s. s. numaralı işyerinden bildirim yapıldığı ancak bu işyerinin ortağı bulunduğu ... olduğu ve 11.2.1993 tarihli giriş bildirgesine istinaden davacının ...ortaklığından dolayı 28.2.1992 tarihinden itibaren 1479 sayılı yasa kapsamında tescilinin yapıldığı, bu şirketin 1.1.1999 tarihinde münfesih olması nedeniyle çıkışının verilip, ... ortaklığının 25.1.2000 tarihinde başlaması nedeniyle tekrar girişinin yapıldığı ve... hizmetleri ile çakışan..."lı hizmetlerinin kabul edilmediği ve uyuşmazlığın da çakışan sigortalılıklardan hangisinin geçerli olacağı hususunda çıktığı anlaşılmaktadır.
O halde, davacının limited şirket ortaklığının devam edip etmediği ve zorunlu sigortalı sayılıp sayılmayacağı ve çakışan sigortalılık sorununun çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Gerçekten 1.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa kapsamında ... sigortalı olanların gerek 506 ve gerekse 2926 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Esnaf... sigortalısı olunduğunun kabulü gerekcektir.
1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasa"nın 33. maddesi ile değiştirilen " Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi" başlıklı 53/1
- maddesi; " Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı ” hususunu düzenlemiş olmakla, önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanımıştır.
Öte yandan, 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi bu kanuna göre sigortalı sayılanları düzenlemiş olup, 24/I-d maddesi, limited şirket ortaklarının bu kanuna göre sigortalı sayılacağı hükmüne haiz olup, 5510 sayılı Yasa"nın 9. maddesi ise sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası "....limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devri yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerinin ortaklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer " hükmüne haiz olup, davacının ... ortaklığının 25.1.2000 tarihinde,..."lı çalışmasının ise 9.2.2000 tarihinde başlaması nedeniyle çakışan sigorta durumunda 1479 sayılı yasa kapasmında sigortalılığına üstünlük tanınacağından mahkemenin bu konuda tespiti yerindedir. Ancak 23.4.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı yasa ile 5510 sayılı yasaya eklenen Geçici 63. maddesinin 1. fıkrası " Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları bu maddenin yayım tarihini takip eden ay başı itibarıyla yeniden başlatılır." şeklinde düzenlenmiştir. Davacının 6111 sayılı yasadan yapılandırmasının iptal edilmesi ve 21.490.66 TL prim borcunun bulunması sebebiyle bu madde kapsamında olması muhtemeldir.
Mahkemece yapılacak iş, 6645 sayılı yasa ile 5510 sayılı yasaya eklenen geçici 63. maddesi gereği davacının 25.1.2000 tarihinden itibaren devam eden 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığı yönünden 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığı sorularak gelen yazı cevabı doğrultusunda sigortalılık yönünden inceleme yapmak ve davacının yaşlılık aylığı talebi incelenirken kendi ortağı bulunduğu şirketten işçi olarak bildirilen çalışmalarının 506 sayılı yasa kapsamında gerçek-fiili çalışma kabul edilemeyeceği için bu hizmetleri tespit edip yaşlılık aylığı hesabına dahil etmemekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddi ile davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.