11. Hukuk Dairesi 2015/5848 E. , 2016/3019 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.12.2014 tarih ve 2014/298-2014/433 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalı Şirket vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15.03.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı Şirketin finans sıkıntısını aşmak üzere müvekkilin kredibilitesinden faydalanmak suretiyle..."tan toplam 2.000.000,00 TL kredi kullanıldığını, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan protokol ile davalılara 1.000.000,00 TL"nin ödünç olarak verildiğini, bu protokolün banka ile müvekkili arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin bir eki niteliğinde olduğunun protokol ile kararlaştırıldığını, her ayın 15. gününde banka ödeme planı dahilinde davalıların üzerine düşen miktarı müvekkile ödemesi gerektiğini, ancak muaccel olan borçların davalılarca ödenmediğini ileri sürerek, 15.10.2007-15.06.2008 tarihleri arasında ödenmeyen 512.323,53 TL kredi taksit tutarının her ayın 15. gününden itibaren işleyecek banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi"nde belirtilen gecikme faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, imzalanan protokolün 6. maddesi gereğince tüm borç davacı tarafça bankaya ödendikten sonra, müvekkilinin işletiminde olan ... kâr payından %50"sinin davacı tarafa verilmesi suretiyle borcun ifa edileceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle borcun henüz muaccel olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin inançlı işlem olduğunu, ödünç sözleşmesi olmadığını, müvekkillerinden ..."ün protokolde imzasının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak dosya kapsamına göre; davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı .... aleyhine açılan davanın kabulüne, 512,323,53 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davaya konu edilen alacağa davalı ile .... arasında düzenlenen 12.03.2007 tarih ve 238 sayılı Genel Kredi Sözleşmesi"nde kararlaştırılan ve bankaca kullandırılan ticari kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranı olan %41 oranında temerrüt faizi işletilmesine, faiz başlangıcının 15/10/2007 tarihi olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tavzih kararıyla hükümde yer verilen yargılama giderlerinin düzeltilmiş ve tavzih kararının kesinleşmiş olmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, karz akdine dayalı alacak istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere dava dilekçesiyle “taraflar arasında akdedilen ödünç sözleşmesi hükümleri uyarınca davalılar tarafından 15.10.2007 ila 15.06.2008 tarihleri arası ödenmeyen toplam 512.323,53 TL kredi tutarının kredi taksitleri vade tarihlerinden itibaren Genel Kredi Sözleşmesi şartlarındaki gecikme faiz oranı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili” talep edilmiştir.
Taraflar arasındaki protokolün 3. maddesinde “...ödünç alan ... kredi vere.... kredi sözleşmesi koşulları uyarınca ödünç aldığı 1.000.000,00 TL"yi geri ödeyecektir. Kredinin geri ödenmesinde ilk 6 ay ödemesiz olacaktır. Kredi borcu 15.09.2007 tarihinden itibaren ödenmeye başlanacak, her ayın 15. günü 60.258,17 TL eşit taksitler halinde 15.02.2010 tarihine kadar 1.807.745,42 TL ödenecektir” hükmünü, 5. maddesinde ise “...ödünç alan ..., ödeme taksitlerinden bir tanesini ödemede temerrüde düşerse ödünç veren.... Şirketi"nin bankaya yapacağı ödemeler karşılığında kredi sözleşmesi şartlarındaki gecikme faizi oranı ile ödünç alan ..., ödünç veren .... Şirketine ödemeyi kabul eder” hükmünü içermektedir.
Mahkemece, davalı .... aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen 11.07.2012 tarihli karar, Dairemizce “... istem, savunma ve taraflar arasındaki protokol hükümleri çerçevesinde davalı Şirketin temerrüt tarihinin belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde 15.03.2007 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesinin doğru olmadığı ve ayrıca infazda kuşkuya yol açacak şekilde ticari kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının %100"ü oranında temerrüt faizi oranına hükmedilmesinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereği tam olarak yerine getirilmeden, temerrüt tarihleri bakımından talep aşımı sonucu doğuracak şekilde ve dava konusu her bir taksitin ödeme tarihindeki ilgili bankanın ticari kredilere uyguladığı cari faiz oranı belirlenip bu oranlar ve taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesi hükmü ile kredi sözleşmesindeki gecikme faiz oranı nazara alınmadan yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece, davacı tarafın talebi (15.10.2007 ila 15.06.2008 tarihleri arası), taraflar arasındaki protokolün 3. ve 5. maddeleri, dava konusu kredi sözleşmesinin gecikme faiz oranına ilişkin hükmü ve daha önceki bozma ilamları ile kesinleşen hususlar hep birlikte nazara alınıp, dava konusu taksitlerin her birinin ödeme tarihinde dava konusu bankanın ticari kredilere uyguladığı en yüksek cari faiz oranları sorulup dava konusu her bir aya ilişkin ödenen taksit tutarına bankadan bildirilen oranın %100 oranında temerrüt faizi uygulamak suretiyle hüküm kurulmak gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı Şirket"ten alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.