11. Hukuk Dairesi 2015/5992 E. , 2016/3023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/06/2014 tarih ve 2010/167-2014/84 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15/03/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av..... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından....gemisi ile...-.... arasında taşınması üstlenilen çimento emtiasının davalının kusuru nedeniyle 04/12/2009 tarihinde ıslanarak zarar gördüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 366.305,17 TL nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, bu alacakla ilgili olarak Türk Ticaret Kanunu"nun 1235.maddesi gereğince gemi alacaklısı hakkının ve Türk Ticaret Kanunu"nun 1236.maddesi gereğince kanundan doğan rehin hakkının tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yükleme işlemlerinin yükleyici ile.... isimli şirketin kontrol, gözetim ve nezaretinde yerine getirildiğini, davalının üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, yükleyici firmanın yükleme operasyonunu durdurarak yükleme konveyörlerini ambarda çıkarmakta gecikmesinin sonucunda ambar kapaklarının kapatılamadığını, kaptan ve diğer gemi mürettebatı tarafından konveyörün gemiden ayrılmasını müteakip en hızlı şekilde popton tipi ambar kapaklarının sırayla kapatıldığını, gemi ambar kapaklarının kapatılması ile ilgili gemiden kaynaklanan herhangi bir eksiklik veya bozukluk bulunmadığını, kusur ve sorumluluğun yükleyici firmada olduğunu, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının söz konusu zararın meydana gelmesinde kusurlu davrandığı, dava konusu uyuşmazlığın 6102 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmesi ve davalıya ait geminin sicil yerinin ... olması nedeniyle MÖHUK uyarınca söz konusu uyuşmazlığa sicil yeri hukuku olan... hukukunun uygulanması gerektiği, ilgili hukuk hükümlerine göre dava konusu edilen zararın gemi
alacaklısı hakkı tanımadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 196.965,38 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, davacının dava konusu alacakla ilgili olarak gemi alacaklısı sayılması ve kanuni rehin hakkı tanınması talebinin yasal unsurlarının oluşmamış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalı tarafın donatanı olduğu gemiye, davacıya ait çimentoların yüklenmesi sırasında oluşan zararın tazmini, bu alacakla ilgili olarak gemi alacaklısı hakkının ve kanundan doğan rehin hakkının tanınması istemlerine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun tazminatın nasıl belirleneceğine ilişkin bulunan “Malların zıyaı halinde” uygulanacak 1112. maddesinde “Yükün tamamen veya kısmen zıyaı yüzünden 1061 ve 1062 nci maddeler gereğince tazminat verilmesi lazımgelirse, taşıyan malların adi piyasa değerini veya aynı cins ve mahiyetteki malların varma yerinde boşaltmanın başladığı tarihte, eğer gemi bu yerde boşaltılmazsa oraya muvasalatında haiz olduğu değeri öder; bundan zıya sebebiyle tasarruf edilen gümrük ve sair masraflarla navlun indirilir. Varma yerine ulaşılmadığı takdirde yolculuğun bittiği yer, yolculuk geminin zıyaiyle biterse, yükün emniyet altına alındığı yer, varma yeri sayılır.” hükmü düzenlenmiş; “Malların hasarı halinde” uygulanacak 1113. maddesinde ise “Yükün hasarı yüzünden 1061 ve 1062 nci maddeler gereğince tazminat verilmesi lazımgelirse, taşıyan malların hasarlı haldeki satış değeri ile piyasa değeri veya malların varma yerinde boşaltılmanın başladığı tarihte hasarsız olarak haiz olacakları değer arasındaki farkı öder, hasar sebebiyle tasarruf edilen gümrük ve diğer masraflar bundan indirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Böylece, mahkemece belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak talep edilebilecek maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken dava dışı satıcı..... ve .... ile davacı arasındaki satış sözleşmesi uyarınca, eşyanın MT başı satış bedeli 71,06 TL nazara alınarak ve adı geçen satıcı firma tarafından davacıya kesilen fatura bilgileri gözetilerek hesap yapılması, sonuçta davalının sororumluluk miktarının 196.965,38 TL olarak tespiti doğru görülmemiş, kararın temyiz eden taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınıp yekdiğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.