Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19422
Karar No: 2017/2621
Karar Tarihi: 07.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19422 Esas 2017/2621 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/19422 E.  ,  2017/2621 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar vekili; müteveffa Mehmet Şerif Aslan"ın 22/08/2008 tarihinde çalışmakta olduğu işyerinden çıkışta, ... Caddesinde yürüyerek Yenimahalle tren istasyonuna gitmekteyken, cadde üzerinde 74 numaralı binanın karşısında bulunan aydınlatma direğine tutunduğunu ve direkteki kaçak elektrik akımı nedeniyle hayatını kaybettiğini, ... C.Başsavcılığının 17/04/2009 tarih ve 2009/9507 numaralı iddianamesi ile sorumlu olduğu tespit edilen .... çalışanları .... hakkında taksirle ölüme sebebiyet verme gerekçesi ile kamu davası açıldığını, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/326 esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamada farklı tarihlerde iki ayrı heyetten iki ayrı rapor alındığını, dosyaya sunulan her iki raporda da kurum çalışanı sanıkların, 1.derecede kusurlu oldukları sonucuna varıldığını, müteveffanın uzun süre Ataköy marinada işçi olarak çalıştığını, daha sonrada muhtelif yerlerde inşaat işçisi olarak çalıştığını, müteveffanın eşi ..."ın ev hanımı olduğunu, geçim kaynağı ve desteği bulunmadığını, henüz çok genç yaşta (28) iken, eşini, bu elim kaza sonucu kaybettiğini ve beş çocukla birlikte büyük bir üzüntü ve mağduriyet yaşadığını, maddi ve manevi desteklerini yitirdiklerini ileri sürerek desteğinden yoksun kalan eşi ve çocukları için 6100 sayılı HMK"nun 107.maddesi uyarınca belirlenecek maddi tazminatın ve eş, çocuklar, ölenin anne, babası ve kardeşleri için dava dilekçesinde belirtilen miktarlarda toplam 415.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihi olan 22/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkili şirketin dava ile ilgilisinin olmadığını, zaman aşımı ve husumet itirazlarının olduğunu, müvekkili şirketin hizmet sahası sınırları içerisinde yer alan Hatboyu caddesi adresinde olaytarihi itibariyle dava konusu vakıa ile ilgili yapılmış herhangi bir arıza /ihbar kaydı olmadığını, söz konusu direğin Büyükşehir Belediyesine ait genel aydınlatma direği olduğunun düşünüldüğünü savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    ./..

    Mahkemece, maddi Tazminat talebi yönünden, ıslah talebi de dikkate alınarak ölenin eşi,çocukları, anne ve babası için tazminata hükmedilmiş, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı taraf temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74 maddesinde düzenlenmektedir. Madde metni incelendiğinde "Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
    Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz." hükmünü içermektedir. Bu açık hüküm karşısında ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği,illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Buna göre hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk hakiminin, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak, delilleriyle tespit edilip edilmediğidir. Ceza mahkemesinin, kusurun ve zarar miktarının takdiri hususundaki kararı, yani, fiilin işlendiği sabit olduğu halde, kusurluluğa ya da kusursuzluğa ilişkin saptaması, hukuk hakimini bağlamaz. Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ilişkin değerlendirmesiyle ve buna etkili tespit edilen olgularla bağlı kalmaksızın, taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp, tümünü birlikte değerlendirerek bir sonuca varmalıdır. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. Ancak, bu bağlayıcılık ve kesin delil niteliği ceza davasında yargılanan kişi yönünden söz konusudur. Ceza mahkemesinde sanık olarak yargılanan kişi dışında başkaları hakkında açılan hukuk davasında bu kurallar uygulanamaz.
    Somut dosyada, mahkemece kusur incelemesi yaptırılmamış, dava konusu olay ile ilgili ceza davası sırasında hazırlanan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
    Yukarıda ayrıntılı belirtildiği üzere ceza mahkemesinde alınan bilirkişi  raporu hukuk hakimini bağlamayacaktır. Ceza davasında yaptırılan bilirkişi incelemesi ile hukuk hakiminin yaptıracağı bilirkişi incelemesi, her iki dava türünün amaç ve ilkeleri bakımından birbirlerinden farklı bulunmaktadır. Hukuk hakimini, kendisinin yaptırmadığı ve fakat başka bir amaçla ve başka bir görüş açısından yaptırılan inceleme sonunda elde edilen “kusur” ve derecesiyle bağlı saymak, hem kanuna aykırı ve hem de tarafların haklarını ihlal edici bir görüşün ifadesidir.


    ../...



    Mahkemece dosyanın 3 kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdii edilerek, bahsi geçen ceza dava dosyası da dikkate alınarak, kusur yönünden inceleme yapılmak suretiyle varılacak sonuca göre maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

    3- Kabule göre, davacı tarafça dava dilekçesinde ölenin anne ve babası için destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmemesine karşın, ölenin eş ve çocukları için dava dilekçesinde talep edilen destekten yoksun kalma tazminatlarına ilişkin fazlaya ilişkin saklı tutmuş oldukları tazminat miktarını ıslah ile yükseltirken, ıslah dilekçesinde ölenin anne ve babası için destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş, mahkemece de bu talep kabul görmüştür.
    Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Başka bir deyişle ıslahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
    Mahkemece, ölenin anne ve babası için açılmış bir maddi tazminat davası olmadığı halde ıslah dilekçesi ile bu kişiler için talep edilen maddi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi