11. Hukuk Dairesi 2015/8030 E. , 2016/3067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/12/2014 tarih ve 2012/395-2014/795 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin Türkiye genelinde pişmiş kilden tuğla ve kiremit üretimi yapan kuruluşları temsil eden bir dernek olduğunu, müvekkilinin üyelerinin ve tüketicilerin haklarını koruma konusunda her türlü dava ve yasal yollara başvurma hakkına sahip olduğunu, davalı şirketin “izoduo” adıyla piyasaya sunduğu ürünün tanıtımında, çeşitli yayın organlarında ve internet sitelerinde, tuğlayı ve sektörü kötüleyen, tüketiciyi yanıltıcı, haksız rekabet oluşturan ifadelere yer verdiğini, bu yayınlara son verilmesi sebebiyle noter aracılığı çekilen ihtarnamelere rağmen söz konusu yayınları yapmaya devam ettiğini, ileri sürerek davalı şirketin bilimsel, teknik ve doğru verilere dayanmayan yanıltıcı eyleminin haksız rekabet olduğunun tespitine, davalının eylemlerinin men’ine, internet sitesindeki yayınların düzeltilmesine, haksız rekabet yaratan ifadelerin kaldırılmasına, hükmün ilanına ve 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket tarafından üretimi ve tanıtımı yapılan “izoduo” isimli malzemenin, duvar yapmakta kullanılan malzeme olması nedeniyle tuğla olarak tanımlanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bu malzemeyi satın alacak kimselerin ürün tercihine yönelik olarak tuğla ile mukayese yapılmasında da tuğlayı ve üreticileri kötüleyici bir anlam bulunmadığı, davacı tarafın ileri sürdüğü iddialara ilişkin bir kısım yayınların nerede ve nasıl yer aldığının somut olarak belgelendirilmediği ve bir kısım yayınların ise yıpratma, yanlış bilgilendirme, kötüleme amacı taşımadığı, bu nedenle davalı eyleminin haksız rekabet olarak nitelendirilmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, haksız rekabetin tespiti, men"i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, uyuşmazlık konusu haberin davalı şirkete ait web sitesinde yayınlandığı ve bu yolla umumun erişimine açık bulunduğu ve özellikle söz konusu haberin başlığında yer alan “Tuğla ve Mantolamayı bitiren buluş!” ibaresinin başlı başına haksız rekabet oluşturduğunun kabulü gerekir. Yine mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetince söz konusu haberde geçen, davalının kendi ürününün tuğlaya nazaran daha çevre dostu olduğu yolundaki beyanları ile davalının kendi ürününde kırmızı tuğlada olduğu gibi birinci sınıf tarım toprağı kullanmadığı ve bütün tuğla fabrikalarının domates, biber ve sebzelerin üretildiği kırmızı toprağı alıp kullandığı, şeklindeki beyanlarının haksız rekabet oluşturacağı belirtilmiştir. Bu durumda, mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 55. maddesi gereğince davalı eyleminin haksız yere incitici beyan niteliğinde olduğu halde, söz konusu haberin haksız rekabet oluşturmayacağından bahisle davanın reddi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.