21. Hukuk Dairesi 2014/11801 E. , 2015/13241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacının, 02/09/1986 yılında başlayan 7 yıl 10 ay 29 gün süreli primleri ödenmiş süresinin geçerli sayılmasını ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptalinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı, 6111 sayılı Yasa kapsamında primlerini ödemiş olduğundan, 02.09.1986 tarihinden başlayarak 7 yıl, 10 ay, 20 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece; davacının 02.09.1986 tarihinden itibaren başlayan toplam 7 yıl 10 ay 29 günlük ...sigortalılığının geçerli sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, 06.10.1986 varide tarihli bildirgedeki vergi kaydı gereğince 02.09.1986 tarihi itibari ile tescil edildiği, 02.09.1986 – 16.05.1988, 01.02.1990 – 12.10.1990, 07.01.1998 – 09.02.1999 ve 16.08.2000 – 28.02.2001 tarihleri arasında vergi kaydı, 04.09.1986 – 17.05.1988 ve 30.03.1990 – 12.10.1990 tarihleri arasında oda kaydı, 31.12.1987 – 30.06.1988 ve 09.07.1990 – 03.06.2008 tarihleri arasında da sicil kaydı bulunduğu, davalı Kurum tarafından davacının ilk olarak; 02.09.1986 – 15.06.1988, 07.01.1998 – 09.02.1999 ve 31.07.2000 – 15.08.2005 tarihleri arasında toplam 7 yıl, 10 ay, 29 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edildiği, ancak; davacının 01.02.1990 – 12.10.1990 tarihleri arasında vergi, 09.07.1990 – 03.06.2008 tarihleri arasında sicil kaydı bulunduğu anlaşıldığından davalı Kurum tarafından sigortalılık sürelerinin yeniden belirlendiği ve yeni sürelere göre 60 aydan fazla borcu olduğu anlaşıldığından başlangıç tarihi itibari ile sigortalılığının durdurulduğu, davalı Kurum tarafından davacının talep etmesi halinde ihya yapabileceğinin bildirildiği, davacının 20.03.1984 – 31.12.1989, 20.01.1991 – 30.03.1992, 15.03.1997 – 05.12.1997, 10.02.1999 – 30.07.2000, 02.12.2005 – 30.08.2006, 20.10.2006 – 31.12.2006, 15.03.2007 – 14.09.2007, 15.12.2007 – 27.05.2008, 20.10.2008 – 09.01.2009 ve 02.02.2010 – 30.08.2011 tarihleri arasında hizmet aktine dayalı çalışmalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu ...sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu ...sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ...sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Öte yandan; “çakışan sigortalılık sorununu” gerek 506 Sayılı ... Kanunu ve gerekse 1479 sayılı ...Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasal sistemimize göre bir kimsenin ... Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasanın 3. Maddesinin I. (F) bendinde "Kanunla kurulu emekli asandıklarına aidat ödemekte olanların" (K) bendinde ise, "Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların" sigortalı sayılmayacağı" belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı ...Kanunu"nun 24. Maddesinin I. Ve II. Fıkralarında da bir kimsenin ...kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edeğelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır. (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K:2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasanın 53/1 maddesinde "Sigortalının, 4. Maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı" bildirilmiştir.
1479 sayılı Yasa"nın 25. maddesine 3396 sayılı Yasa ile 20.06.1987 tarihinde eklenen (g) bendine göre ise; “ Gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayan veya gelir vergisinden muaf olan, ancak, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden ...sigortalısı olanlardan bu sigortalılıklarının devamı sırasında, hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihte ” ...sigortalılıklarının sona ereceği düzenlenmiştir. Bu durumda; SSK"ya tabi çalışma sona erdiğinde 25. maddenin birinci fıkrası gereğince de “ gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da esnaf ve sanatkar siciline veya yasayla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden bu Yasa"ya göre sigortalı sayılırlar ” hükmü yer aldığından sigortalılıkları kendiliğinden devam edecektir.
Ancak; 1479 sayılı Yasa"nın 24. ve 25. maddeleri 4946 sayılı Yasa ile 24.07.2003 tarihinde yeniden değiştirilmiştir. Anılan değişiklik ile 24. madde gereğince; “ esnaf ve sanatkarlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbets meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan esnaf ve sanatkar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna kayıtlı olanlar ” ...sigortalısı olabilecektir. Yine anılan değişiklik ile 25. maddenin ( g ) bendi ise; “ gelir vergisinden muaf olan, ancak esnaf ve sanatkarlar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden ...sigortalısı olanlardan bu sigortalılıklarının devamı sırasında hizmet akti ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce ” ...sigortalılıklarının sona ereceği şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; mahkemece, davacının sigortalılık sürelerinin belirlenmesinde yukarıda anılan Yasa maddeleri dikkate alınmadan, MK"nın 2. maddesi gerekçe gösterilerek sonuca gidilmesi, ayrıca “ davacının 02.09.1986 tarihinden itibaren 7 yıl, 10 ay, 29 gün ...sigortalısı olduğunun kabulüne ” denilmek sureti ile davacının sigortalılığının hangi tarihler arasını kapsadığı belirtilmeden infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması isabetisiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.