3. Hukuk Dairesi 2016/7120 E. , 2017/2823 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; tarafların kardeş olduklarını, muris annelerinin 12.07.2011 tarihinde vefat ettiğini, murisin 07.07.2011 tarihinde kanser tedavisi için hastaneye yattığını, bu sırada bankadaki tüm parasını çekip davalıya (kendisini Tıp Fakültesi"nde tedavi ettirmesi amacıyla) verdiğini yanında refakatçi olarak kalan davacılardan ..."e beyan ettiğini, oysa murisin yürüyemediği gibi gözlerinin de iyi görmediğini, çeşitli hastalıkları olduğunu ve aklınında ara sıra gelip gittiğini, iyileşme ümidi olmadığı halde davalı tarafından kandırılarak hastaneye yatırıldığını, bankadaki bu para kardeşlerine kalmasın diye annesine çektirildiğini iddia ederek, muris ...."ye ait olan 104.770,10 TL"den davacıların payına düşen 34.923"er TL"nin davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı, lehine davaya konu nakit kazandırmanın yapılmadığını, bunun yanında murisin de medeni hakları kullanabilme hakkına ve kendisine ait paralarda her türlü tasarruf hakkına sahip olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece 01.03.2013 tarihli karar ile davanın kısmen kabulü ile 33.000"er TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23.10.2013 günlü ve 2013/11806-14713 E.K. sayılı ilamı ile""...murisin yaptığı tasarruf Borçlar Kanunu 234. ve devamı maddeleri anlamında "bağış" olarak kabul edilmelidir. Bunun yanında; murisin ölmeden önce akli melekelerini yitirdiği ve bu nedenle sağlıklı bir bağışlama iradesinin bulunmadığına ilişkin herhangi bir bilgi ya da sağlık raporu da bulunmadığı düşünüldüğünde, murisin sağlığında malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunması mümkün ve yapılan bağış da geçerli bir bağıştır. O halde, bağışa ilişkin Borçlar Kanunu hükümleri (BK.234.md vd.) ile Türk Medeni Kanunundaki “Tasarruf Özgürlüğü başlıklı” 505 ve devamı maddeleri gözetilerek dava konusu uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir."" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
./..
-2-
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, murisin davacıların saklı paylarını aşan miktarda ölüme bağlı tasarruf işlemi gereçekleştirmemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.
Somut olayda, taraflar arasındaki murisin malvarlığına ilişkin olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/461 E. sayılı dosyası ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/825 E. sayılı dosyasında görülen tapu iptali ve tescil davaları derdest olup, söz konusu davalardaki taşınmazlar eldeki davada bilirkişi hesaplamasında murisin terekesine dahil edilmiştir.
Mahkemece, yukarıda anılan dava dosyaları ile eldeki dava arasındaki bağlantı olması ve sonuçlarının eldeki davanın sonucuna olabilecek etkisi gözetilerek, söz konusu dava dosyalarının eldeki dava açısından bekletici mesele yapılarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.