Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12534
Karar No: 2017/2826
Karar Tarihi: 09.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/12534 Esas 2017/2826 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/12534 E.  ,  2017/2826 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    Davacı, kendisinin muris ..."nin gayri resmi eşi, davalıların da murisin resmi nikahlı eşi iken ölen ..."den olma mirasçı çocukları olduğunu,her ne kadar gayri resmi eş ise de, 1955 yılından ölümüne kadar muris ... ile birlikte yaşadığını, resmi eş sıfatını haiz davalıların anneleri olan ..."nin ise, murisin ölümünden yaklaşık 35 yıl önce 1978"de birlikte yaşadığı çocuğu ..."ı da alarak murisi terk ettiğini, bu süre zarfında gerek ... ve gerekse de davalı mirasçı cocuklarının muris ile bir çatı altında bulunmadığını, muris ile ilgilenmediklerini, muris ile birlikteliğinden davalılar dışındaki diğer mirasçıları olan İbrahim, ... isimli müşterek çocukları olduğunu, önceleri müteahhitlik yapan muris Süleyman"ın, bir süre sonra ekonomik zorluk içine düştüğünü, bu süreçte de müvekkilin kendisine maddi olarak katkıda bulunduğunu, müvekkilin halen oturduğu Müftü Mahallesinde bulunan ve taraflar arasında dava konusu olan 138 ada 3 parsel nolu taşınmazın alınmasında müvekkilinin de maddi katkısı olduğunu ve üzerindeki binanın üst katlarının, 1987 lerde kendisinin ... köyündeki arazilerinin kamulaştırılmasından elde ettiği para ile yapıldığını, bunun karşılığında murisin ekte sunulan bonoyu tanzim ve imza ederek müvekkiline verdiğini, müvekkilinin murise katkısının sadece maddi olmayıp bakım ve gözetim yanında manevi desteğinin de mevcut olduğunu, 60 yıl süreyle tüm yaşantısında, yaşlılığında ve rahatsızlıklarında daima murisin yanında olduğunu, hastanelerde refakatçi olarak bulunduğunu, onunla her daim ilgilendiğini bu süreçte çekilen sıkıntıların müvekkilinin de manevi olarak yıpranmasına neden olduğunu bu sıkıntılara rağmen, kız çocukları ve resmi eşi bulunmasına rağmen murisi bırakıp gitmeyi düşünmediğini ileri sürerek; davalıların miras haklarının-paylarının karşılığı olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile belge üzerindeki meblağın günümüz para değerine uyarlanması ile saptanacak meblağın, bunun mümkün olmaması halinde ise şimdilik müvekkilin murise maddi katkılarından ve belgeye bağlı alacağından dolayı 150.000TL maddi tazminatın, manevi katkılarından dolayı ve uğradığı manevi zarar karşılığı olarak da 50.000TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.



    Davalılar, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddini, esasa ilişkin olarak da hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, davacının manevi tazminat talebine yönelik davası tefrik edilmiş, davanın her ne kadar maddi tazminat olarak açılmış ise de sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası niteliğinde olduğunu, alacağa dayanak olarak sunulan bononun TTK"da düzenlenen unsurları içermediği, zenginleşmenin 1978 tarihinde gerçekleşmesi nedeniyle TBK"nın 82. maddesindeki 2 ve 10 yıllık sürelerin geçmiş olduğu, arsa üzerine yapılan katların 1987 yıllarında yapıldığı iddiası yönünden de yine zamanaşımının gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-818 sayılı BK 66.maddesinde sebepsiz zenginleşme davasının hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 1 yılın geçmesi ile, 6098 sayılı TBK 82.maddesinde ise 2 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK gibi 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı TBK Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5/1.maddesinde; "TBK yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder "düzenlemesi yeralmaktadır.
    Zamanaşımı, belirli bir süre içerisinde hakkını talep etmemiş olan alacaklının, bundan sonra alacağını dava yoluyla talep edememesidir.
    Somut olayda, dosyada bilgi ve belgelerden; davacının davaya konu alımında ve yapımında katkıda bulunduğunu iddia ettiği taşınmazda zilyetliğinin halen devam ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacının taşınmazda zilyetliği sürdüğü sürece alacak muaccel olmadığından zamanaşımı süresi işlemeye başlamaz.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davacının dava konusu taşınmazda zilyetliğinin sürdüğünün sabit olması karşısında, dava konusu olayda zamanaşımı süresinin işlemeye başlamayacağı göz önüne alınarak, işin esasına girilerek, deliller incelenip değerlendirilmeli ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi