MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereği yapılan çalışmalarda; ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 114301,99 m2 yüzölçümlü 268 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, bahçe niteliği ile tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmiş ve taşınmazın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek, kadastro tutanak aslı malik tespiti yapılmadan kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Davacı dava dilekçesi ile; 268 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kendisine ait 218 m2 ve 150 m2 olmak üzere toplam 368 m2 taşınmazı bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında adına tespit yapılmadığını belirterek, keşif sonucu belirlenecek olan taşınmazların adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kullanım kadastrosu yapılmadığından, davacının dava açmakta hukukî yararı bulunmadığı, ancak genel mahkemelerde dava açabileceği ya da derdest davalara katılmak yoluyla hakkını arayabileceğinden, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 2/B"lik alanda kalan taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı olarak adının yazılması istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında yapılan orman kadastrosu ile daha sonra 1978, 1985 ve 1987 yıllarında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mülkiyeti davalı 268 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanunun Ek-4 maddesi uyarınca kullanım kadastrosu yapılamayacağı ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenemeyeceği, düzenlenmesi halinde yapılan işlemin yok hükmünde olduğu, her ne kadar mahkemenin gerekçesinde dava konusu taşınmaz numarası 109 ada 1 parsel olarak belirtilmişse de, gerekçede yazan diğer hususların dava konusu taşınmaza uyduğu, taşınmazın ada ve parsel numarasının yanlış yazılmasının maddi hata niteliğinde olduğu dikkate alınarak, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene 03/03/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.