17. Ceza Dairesi 2018/7740 E. , 2018/16042 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2013 tarih, 2012/1236 Esas ve 2013/143 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle uyarlama kararı verilmesi ve infazın durdurulması talebinin kabulü ile infazın durdurulmasına ilişkin Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/12/2016 tarih, 2012/1236 Esas ve 2013/143 sayılı ek kararını takiben, uzlaşma sağlanamadığından bahisle ilâmın infazının devamına dair aynı Mahkemenin 14/07/2017 tarihli ve 2012/1236 esas, 2013/143 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine yönelik mercii Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/08/2017 tarihli ve 2017/778 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 26/11/2018 tarih ve 94660652-105-06-6717-2018-Kyb sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 30/11/2018 tarih ve 2018/96426 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın İstem yazısında;
"Sanığın 16/09/2011 tarihinde işlediği hırsızlık suçu nedeniyle hakkında TCK"nın 141/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası verilerek hüküm kurulduğu ve kararın temyiz edilmeden kesinleştiği, eylemin CMK 253 ve 254. maddeleri kapsamında uzlaştırma kapsamında kaldığı bu kapsamda, görevlendirilen uzlaştırmacının müşteki ve sanığın adreslerine PTT marifetiyle gönderdiği uzlaştırma daveti sonrasında taraflara ulaşılamadığından bahisle uzlaşma sağlanamadığına dair rapor düzenlediği anlaşılmakla, uzlaşma teklifinde bulunulacak müşteki ve sanığa Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği"nin 29. maddesinin 7. fıkrasında belirtilen başka iletişim araçları kullanılarak ulaşılmaya çalışılmadan, ulaşılamaması hâlinde ise uzlaştırma bürosu aracılığıyla usulüne uygun bir uzlaşma teklifi yapılmasını sağlamak üzere uzlaştırmacı tarafından büroya teklif formları tevdi edilmeden, nihayetinde usulüne uygun bir uzlaştırma işlemi gerçekleştirilmeden uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle düzenlenen rapora istinaden yazılı şekilde karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
Hukuksal Değerlendirme:
1-Sanık hakkında tanzim edilen 14/05/2012 tarihli iddianamede "müşteki Bayram Bahçeleriçi Mah. Mamak Cad. altınışık market içerisinde kendisine ait Nokia marka 5230 cep telefonunu marketin reyon kısmında çalındığını, hemen akabinde çalan kişiyi güvenlik kamerasında incelediğinde 30-35 yaşlarında siyah kel saçlı 1.80 boylarında mavi kot pantolonlu siyah tişortlu beyaz ayakkabılı bir erkek şahıs olduğunu, telefonunu çalan şahıstan şikayetçi olduğu" belirtilerek sanık hakkında TCK 142/1-b maddesine uyan hırsızlık eylemi nedeniyle kamu davasının açıldığı, 2-Sanık hakkındaki 13/02/2013 tarih, 2012/1236 Esas ve 2013/143 Karar sayılı ilamda "Karar başlığında suç adını "kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık olarak yazdıktan sonra gerekçede "Bilirkişi beyanı, sanığın bu telefonu aldığı ve sattığı istikametindedir ayrıca müşteki cep telefonunu takside bırakmadığını alışveriş yaptığı markette reyon üzerine bıraktığını, kel kafalı ve sanığı tarif eder biçimde bildirdiği kişi tarafından alındığının iş yeri kameraları ile saptandığını ifade ettiği, iş yeri kameralarından elde edilen görüntülerin de dosyada olduğu, her ne kadar sanık savunmasında cep telefonunun kendisine taksisine binen müşteki tarafından verildiğini, müştekiden alacaklı olduğunu alacağını ödememesi üzerine rehin olarak ondan aldığı cep telefonunu sattığını beyan etmiş ise de, günlük yaşamda böyle bir hapis hakkının söz konusu olmayacağı anlaşılmış dosyadaki bilgi ve belgeler karşısında sanığın atılı suçu işlediği sonuç ve kanısına varıldığı belirtilerek sanığın sabit olan hırsızlık eylemi nedeniyle TCK"nın 141/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezasına hükmedildiği,
3-Müştekinin beyanı, iddianamedeki anlatım ve mahkemenin kabulüne göre hırsızlık eyleminin market içinden yapıldığı sabit olmasına rağmen mahkeme hüküm fıkrasında TCK"nın 142/1-b maddesi yerine TCK"nın 141/1. maddesi ile hüküm kurduğu,02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa uyarınca TCK 141/1 maddesindeki hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış ise de, sanık hakkında uygulanması gereken sevk maddesinin TCK"nın 142/1-b olduğu izahtan varestedir.
Uzlaştırma işleminin usule aykırı şekilde yapılması nedeniyle kanun yararına bozma talep edilmiş ise de, atıfet işleminden bir defa yararlanan sanığın bu durumundan bir kez daha yararlandırılmasının mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
İnceleme konusu somut olayda;
Suç tarihinde, Altınışık Market içerisinde müştekiye ait Nokia marka 5230 cep telefonunun marketin reyon kısmında çalındığı, hemen akabinde çalan kişi güvenlik kamerasında incelendiğinde, eylemi sanığın yaptığının belirlendiği olayda, sanık hakkında suç tarihi itibarıyla TCK"nın 142/1-b maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken TCK"nın 141/1. maddesi ile hüküm kurulması nedeniyle, Yerel mahkemenin yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkarmış olduğu sonuç esas alınmak suretiyle, uzlaştırma işleminin kabulü halinde, sanığın, önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkûmiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, sanığa tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacaktır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2011/352 Esas, 2012/135 Karar, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2008/47 Esas ve 2008/43 Karar, sayılı kararları da bu yöndedir.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Market içerisinden cep telefonu hırsızlığı eylemi nedeniyle sanık hakkında TCK"nın 142/1-b maddesinin uygulanması gerekirken aynı Yasa"nın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması, her ne kadar hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçu da uzlaşma kapsamına alınmış ise de atıfet kuralı uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2011/352 Esas ve 2012/135 Karar, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2008/47 Esas ve 2008/43 Karar, sayılı kararları ışığında, sanığın yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasının hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağı değerlendirildiği; bu nedenle usule uygun olmayan şekilde taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması nedeniyle uzlaşma talebi reddedilmiş ise de yukarıda anlatılan gerekçe ile sanık hakkında uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının belirlenmesi karşısında Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen 30/11/2018 tarih ve 2018/96426 sayılı ihbarname içeriğindeki talep yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin (REDDİNE),
Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 12/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.