3. Hukuk Dairesi 2016/14038 E. , 2017/2856 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını ve davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, ancak davalının boşandıktan kısa bir süre sonra işe başladığını, aylık 1.400 TL maaş aldığını belirterek, hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının lüks bir hayat yaşadığını, ekonomik durumunun gayet iyi olduğunu, hükmedilen yoksulluk nafakası, ihtiyaçlarını karşılamadığı için çalışmak zorunda kaldığını ve nafakaya ihtiyacı olduğunu savunarak açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.
Kural olarak, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4) İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. (TMK m.176/3)
Eldeki davada davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yoksulluğun hukuksal kavramı yasada tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği vurgulanmıştır.
Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir.
Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların Kayseri 1. Aile Mahkemesinin 2014/569 Esas- 2014/980 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, davalı için 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve kararın 23.02.2015 tarihinde kesinleştiği; davacının evli ve bir çocuklu olduğu, çalışmadığı; davalının ise bekar olup Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre yaklaşık 2000 TL maaş ile çalıştığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece; davalının, nafakanın kaldırılmasının talep edildiği 08/01/2016 tarihi itibariyle çalıştığı, gerekçe gösterilerek davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; davalının söz konusu işte sigortalı olarak çalışmakta olduğu dosya kapsamına yansıyan belgeler ile sabittir. Geçici işlerde çalışmak yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Davalının günümüz ekonomik koşullarında aldığı nafaka ile geçinmesi mümkün olmadığına göre; işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece; davalının çalıştığı işin sabit ve güvenceli bir iş olmadığı ve her an için sona erdirilebileceği de dikkate alınmak suretiyle, elde ettiği gelirin yoksulluk durumunu ortadan kaldırmayacağı, ancak çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözönünde bulundurularak, nafaka miktarında hakkaniyete uygun bir miktar indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.