
Esas No: 2015/17960
Karar No: 2017/2891
Karar Tarihi: 09.03.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17960 Esas 2017/2891 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yersiz ödemeden doğan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, davalının ....Müdürlüğünde görevli personel olduğunu, 2004-2008 yılı Ağustos ayı aralığında davacıya ödenen sosyal yardımlardan gelir ve damga vergisinin eksik kesildiğinin tesbit edildiğini, tesbit edilen borcun ödenmesi konusunda davalıya tebligat yapılmasına rağmen , davalının herhangi bir ödemede bulunmadığından bahisle 3.668,53 TL hazine alacağının ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde , idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunu, sorumluluğun doğabilmesi için yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı ve hilesi gerektiğinden bahisle yerinde olmayan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; "...sözkonusu paranın davalı adına Vergi Dairesi"ne yatırıldığı hususunun ispatlanamadığı, dolayısıyla davalının davacı aleyhine zenginleşmenin söz konusu olmadığı, davacı idarenin vergi tarh ve tahsil yetkisinin de bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Uyuşmazlık yersiz ödemeden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir .
Dava konusu kurum zararının tespitine yönelik dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ; bilirkişi 19.08.2013 günlü raporunda ; dosyada sunulu yıllık bodroların silik olup , büyüteçle bile okunmasında güçlük olduğu ; davacı idare tarafından davalıya yapılan bildirimin tebliğ belgesinin ibrazı gerektiği , sözkonusu eksikliklerin ikmalinden sonra bilirkişi raporu düzenleneceğini beyan etmiştir .
19.08.2013 günlü bilirkişi raporunda belirtilen eksiklerin ikmaliyle kurum zararının varlığı ve miktarının tespitine yönelik taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu aldırılması için dosyanın bilirkişiye tevdi gerekirken; mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki ara kararından vazgeçilerek ; "...sözkonusu paranın davalı adına Vergi Dairesi"ne yatırıldığı hususunun ispatlanamadığı, dolayısıyla davalının davacı aleyhine zenginleşmenin söz konusu olmadığı, davacı idarenin vergi tarh ve tahsil yetkisinin de bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının aktif husumet yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkemece; dosyanın 19.08.2013 günlü bilirkişi raporundaki eksiklikler giderildikten sonra dava konusu kurum zararının varlığının tespitine yönelik uzman bilirkişiye tevdiiyle taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak , sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup , bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.