Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/26280
Karar No: 2015/13079
Karar Tarihi: 08.06.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/26280 Esas 2015/13079 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/26280 E.  ,  2015/13079 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1-Dava, sigortalının 12.12.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 31 oranında sürekli iş göremezliğe uğrandığından bahisle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 29.032,24 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Davacının, davalı ..."a ait besi çiftliğinde hayvan yemleme işçisi olarak çalışırken iş kazası geçirerek % 31 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı uyuşmazlık konusu değildir.
    Uyuşmazlık yapılan işin tarım işi olup olmadığı ve işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı giderek görevli mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
    Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez yahut değiştirilemez. Taraflarca ileri sürülmese bilme mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir. Anılan maddede; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur. a)Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b)Uyuşmazlık iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanmalıdır.
    Davanın tarafları işçi ve işveren olup dava konusu olay bakımından bu koşul gerçekleşmiştir. Uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanması gerektiğine ilişkin koşula gelince:
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1-b maddesi gereğince “50"den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, bu kanun hükümleri uygulanmaz.” Kısaca, işçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışan işçi ise, bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir
    Öte yandan tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde 50 dahil daha az işçi bulunsa bile, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 66. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
    Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra, aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir. Buna göre; “1-Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde, 2.Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde, 3.Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde, 4.Bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde,” çalışanların İş Kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.
    Sonuç olarak, tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.
    Diğer taraftan, işçi tarım işinde çalışırken bu iş dışında tarım işi sayılmayan ek bir görevde çalışabilir. Bu durumda yaptığı işler arasında hangisinin baskın olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre görevli mahkeme belirlenmelidir.
    Somut olayda, davacının davalı işyerinde tarım işlerinden sayılan hayvan yemleme işi yaptığı sabittir. Bu duruma göre de iş mahkemesinin görevinin belirlenmesinde, işyerinde çalışan işçi sayısı önem arz etmektedir.
    Öte yandan Tarım işyerinde yapılan tarım işinin iş kanunun kapsamında kalıp kalkmadığının işçi sayısına göre tespiti sırasında, aynı işyerinde birlikte tarım işinde çalışılan başka işverenlerin çalışanları ile işyerinin başka şubelerinde tarım işinde çalışanlarında hesaba katılması gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarındandır.
    Yapılacak iş: işyerinde ... uygulamasının bulunup bulunmadığı, ... uygulaması varsa davacının sendikalı işçi olup olmadığını belirlemek, dava konusu iş kazasının meydana geldiği tarih dikkate alınarak davalı işyerine ve varsa şubelerine ait dönem bordroları SGK’dan getirtilmek, işyerindeki tarımsal faaliyetin teknik gözetiminin başka bir şirket tarafından yürütülüp yürütülmediği, böyle bir şirket varsa, işyerindeki tarımsal faaliyetin teknik gözetimini yürüten şirketin çalışanlarının davalı şirket çalışanları ile birlikte çalışıp çalışmadıklarını, birlikte çalışma söz konusu ise bunların sayısını giderek işyerinde 50 den az (50 Dahil) işçi çalışıp çalışmadığını tespit ederek dava konusu uyuşmazlığın çözümünün iş mahkemesinin görevi içerisinde bulunup bulunmadığını belirlemekten ibarettir.
    2- Kabule göre ise;
    Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, PMF 1931 yaşama tablosundan tespit olunan bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez.
    Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, hesap raporunun Yargıtay denetimine elverişli olması gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
    Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda muhtemel yaşama sürelerinin Dairemizce kabul görmeyen .. yaşama tablosuna göre tespit edilmesi doğru bulunmamıştır.
    3-Öte yandan, red edilen manevi tazminat miktarı yönünden dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekelat ücreti takdir edilmemesi de hatalı olmuştur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi



















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi