Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17779
Karar No: 2017/2977
Karar Tarihi: 13.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17779 Esas 2017/2977 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/17779 E.  ,  2017/2977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, kendilerinin çocukları olan ....’nin davalıların çocukları ... ile aynı okulda öğrenim gördüğünü ve çocukların her ikisinin de 18 yaşından küçük olduklarını, ders arasında davalıların çocuğu ..."in, kendi çocukları olan ..."nin sınıftan çıkışına mani olmak amacıyla çelme takıp arkasından itmesi sonucunda...’nin dengesini kaybederek yere düştüğünü ve orada bulunan cam dolabın...’nin yüzünü kestiğini ve burnunun da kırıldığını, bu olay sonucunda ..."nin bir çok kez ameliyat geçirdiğini, oluşan yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemediğini ve yüzünde sabit iz kaldığını, bu nedenle çocuklarının psikolojik bunalıma girdiğini, ailecek zor günler geçirdiklerini ve tedavi için para harcadıklarını ileri sürerek, kendileri için ayrı ayrı 2.500"er TL, çocukları Gökçen Merve için ise 25.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminat ile şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalılar,zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, esas yönünden ise;dava konusu olayda kendilerinin hiçbir kastının bulunmadığını, çocukları olan ... hakkında ceza mahkemesince verilen cezanın eksik incelemeye dayandığını, bu olay nedeniyle davalıların da psikolojik sorunlar yaşadığını savunarak,davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile;tedavi gideri olarak davacı tarafından yapılan 17.158,58 TL"nin dava tarihi olan 19/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine; manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile;davacı ... için 7.500,00,davacı ... için 1.000 TL,davacı ... için 1.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 19/12/2011 tarihinden
    ./..
    -2-

    itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, velayet altındaki küçüğün, üçüncü kişilere zarar vermesi halinde bu zararın tazmini için açılan maddi ve manevi tazminat davasında hangi mahkemenin görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun "Sorumluluk" başlığını taşıyan 369. maddesinde aynen; "Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur. Ev başkanı, ev halkından akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunanların kendilerini ya da başkalarını tehlikeye veya zarara düşürmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Zorunluluk halinde gerekli önlemlerin alınmasını yetkili makamdan ister." hükmünü içermektedir.
    Görüldüğü üzere, ev başkanı ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur.
    Maddenin açık ifadesinden de anlaşıldığı gibi, üçüncü kişilere verdikleri zararla ev başkanını sorumluluk altına sokanlar; küçük, kısıtlı ve akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olan kimselerdir. Eş söyleyişle, ev başkanının MK.369/1"den doğan bu sorumluluğu, her şeyden önce şahıs itibariyle sınırlı olup, sadece küçük ve kısıtlıların haksız davranışları ile başkalarına verdikleri zararlardan sorumludur.
    Bu nedenledir ki, ev başkanı özen ve gözetim görevini yerine getirmemesinden dolayı üçüncü kişilerin uğradığı zararı tazminle sorumludur ve bu sorumluluk hukuksal nitelikçe kusursuz sorumluluktur. Dolayısıyla, ev başkanının bu sorumluluktan kurtulabilmesi ancak, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle küçüğü gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmesi ile mümkündür.
    Tüm bu açıklamalar göstermektedir ki, ev başkanının sorumluluğu yasal dayanağını Türk Medeni Kanunu’nun Aile Hukukunu düzenleyen ikinci kitabında yer alan 369. maddeden almakta; aynı zamanda hukuksal nitelikçe de aile hukuku hükümleriyle sıkı sıkıya bağlantılı bulunmaktadır.
    Sorumluluğun kaynağı böylece ortaya konulduktan sonra yargılama yöntemi ve dolayısıyla da göreve ilişkin düzenlemeler irdelenmelidir.
    Aile mahkemelerinin kuruluşu, görevi ve yargılama usulleri; 4787 sayılı “Aile Mahkemesinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun” ile düzenlenmiş ve Kanunun 1.maddesinde “Amaç ve Kapsam” başlığı altında; “Bu Kanunun amacı, aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerini düzenlemektir. Bu Kanun, aile hukukundan doğan dava ve işleri görmek üzere kurulan aile mahkemelerine dair hükümleri kapsar.” Hükmüne; Yine 4.maddesinde de “Aile Mahkemelerinin Görevleri” başlığı altında Aile mahkemelerinin gördüğü dava işler belirtilmiştir.

    ../...

    -3-

    Hal böyle olunca; 4721 sayılı Kanunun 369. maddesi, Kanunun ikinci kitabının ikinci kısmında yer almakla, bu maddeye dayalı aile hukukundan doğan uyuşmazlıkların çözümü de “Aile Mahkemeleri”nin görev alanına girmektedir.
    Nitekim, eldeki dava da 4721 sayılı Kanunun 369. maddesine dayalı olup, Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği kuşkusuzdur.
    Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
    Hal böyle olunca mahkemece,yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması gerektiğinin gözetilmesi,bu kapsamda öncelikle ayrı Aile mahkemesi varsa dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, yoksa, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi