3. Hukuk Dairesi 2016/15251 E. , 2017/2983 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,davalı ile 2009 yılında boşandıklarını,boşanma neticesinde müşterek çocuk için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini,müşterek çocuğun halihazırda 11. sınıfta olduğunu,okul,dersane vb. masrafları bulunduğunu,davalının ise yeniden evlendiğini,eşi ve eşinin ailesi ile halıcılık işi yaptığını ve iyi gelir elde ettiğini,nitekim aylık 5.000 TL civarında geliri bulunduğunu ileri sürerek,müşterek çocuk için hükmedilen aylık 100 TL’lik iştirak nafakasının aylık 700 TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile,müşterek çocuk için hükmedilen aylık 100 TL’lik iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren ve çocuğun reşit olduğu tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 220 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
TMK "nın 182/2 maddesinde;velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf,ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür.Diğer taraftan,iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece,nafaka takdir edilirken;çocuğun yaşı,eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında,ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda;tarafların 2009 yılında boşandıkları,boşanma neticesinde müşterek çocuk 1999 doğumlu Ayşenil’in velayetinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuk lehine aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği sabittir.Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre ise,davacının öğretmen olduğu,aylık 2.750 TL geliri
./..
bulunduğu,aylık 750 TL kira ödemesi olduğu,üzerine kayıtlı bir aracı bulunduğu ve 14 yaşındaki kızı ile birlikte yaşadığı;davalının ise,...’da özel bir şirkette halı işinde çalıştığı,aylık 1.300-1.500 TL civarında geliri bulunduğu,şirkete ait lojmanda oturduğu ve kira ödemediği,yeniden evlendiği anlaşılmaktadır.
Eldeki somut davada,nafakanın hükmedildiği 2009 yılından itibaren aradan geçen yaklaşık 8 yılık süre,tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları,hükmedilen nafakanın niteliği,müşterek çocuğun yaşı,eğitim vb. masrafları da dikkate alındığında ,müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı az olup, TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece,yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle,nafakanın hükmedildiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen yaklaşık 8 yıllık süre,bu sürede müşterek çocuğun yaşı,eğitim vb. ihtiyaçlarının artması ve aradan geçen sürede davalının gelir durumunda meydana gelen artış da gözetilerek, hakkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.